Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7654 Esas 2011/9638 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7654
Karar No: 2011/9638
Karar Tarihi: 29.09.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7654 Esas 2011/9638 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/7654 E.  ,  2011/9638 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞARKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 20/07/2010
    NUMARASI : 2005/276-2010/105

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Şarköy Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 20.07.2010 gün ve 2005/276 esas, 2010/105 karar sayılı  hükmün bozulmasına ilişkin olan 07.02.2011gün ve 13221-1036 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi ge.eği görüşülüp düşünüldü:

     29Dava; tapu iptal, kayıt terkini ve yıkım  isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece son kurulan hükmün temyizi üzerine; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak 19.01.2011 tarihinde yürülüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle  3402 Sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmektedir.
    Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve Resmi Gazetede yayınlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve 2011/27 sayılı karar ile iptal hükmünün de eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Daha sonra ise karar resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse  ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.
    Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 07.02.2011 tarih, 2010/13221 Esas, 2011/1036  karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 20.07.2010 tarih, 2005/276 Esas-2010/105 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

    Hemen Ara