Esas No: 2011/7190
Karar No: 2011/9508
Karar Tarihi: 28.09.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7190 Esas 2011/9508 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MARMARİS 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/03/2011
NUMARASI : 2010/527-2011/116
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalıya ait 100 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapu iptali ve terkin ile varsa muhdesatın yıkımına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;"... 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda kıyı kenar çizgisinin saptanması, tarafların haklılık durumlarına göre tüm yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulmaları" gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın esastan reddine dair karar kesinleşmiş olduğundan, bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince süresinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini ile muhtesatın yıkımı isteklerine ilişkindir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; önceden yerel mahkemece kurulan hükmün temyizi üzerine 14.03.2009 tarihinde yürülüğe giren 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak taşınmazın 28.11.1997 gün, 5/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda belirlenecek kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kalıp kalmadığının saptanması ve tarafların haklılık durumları dikkate alınarak yargılama giderleri ile avukatlık ücretine hükmedilmesi gereğine değinilerek bozulmuştur.
Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.7.2011 tarihinde de resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesinin iptal ve yürürlüğünün durdurulması, kararından sonra doğru olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca; uzman bilirkişiler aracılığıyla mahallinde keşif yapılarak taşınmazın 28.11.1997 gün, 5/3 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda belirlenecek kıyı-kenar çizgisine göre kıyıda kalıp kalmadığının saptanması, sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı Hazinenin, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.