Esas No: 2011/4623
Karar No: 2011/9471
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4623 Esas 2011/9471 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : AKÇADAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2009
NUMARASI : 2007/207-2009/36
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacı (bir. Dos. Davalısı); kayden paydaşı olduğu 43 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 2750 m2 "lik kısmına davalı M. Y."ın ve tahmini 7000 m2"lik bölümüne davalı O."ın kayısı ağacı dikip yetiştirmek suretiyle müdahale ettiklerini, ayrıca davalılar A., M. ve M. Ş.in kuyu açıp, beton döküp, toprağın altından su götürerek kullandıklarını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuş, birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı (bir.dos. Davacısı) O. Ş.; maliki olduğu 34 parsel sayılı taşınmazı önceden babası tarafında da kullanılagelen 60 yıldır mevcut sınırları itibariyle tasarruf ettiğini, iyiniyetle ağaçlandırdığını, çekişmeli kısmın da 43 sayılı parsel sınırları içinde kaldığını yeni öğrendiğini belirterek ; temliken tescil, olmazsa ağaç bedeli ve mahsul bedeli yönlerinden taazminat istemiş, bilahare temliken tescil talebinden vazgeçmiştir.
Davalılar M. Y. ve M. Ş., yanıt vermemişler,diğer davalılar ise ayrı ayrı aleyhlerindeki davanın reddi gerektiğini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, asıl davada elatma olgusunun sabit olduğu, ancak davanın açıldığı 2007 yılına kadar kullanıma ses çıkarılmayarak muvafakat edildiği, birleşen dosya davacısının diktiği ağaçların taşınmaza değer kattığı gerekçesiyle,elatmanın önlenmesi ve yıkım taleplerinin kabulüne, ecrimisil isteminin reddine,birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı (karşı davalı) vekili ile davalılar G.ve M. Y. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.09.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden asil H.Y. ile temyiz edilen dvl.-bir.dos.dvc. O. Ş.vekili Avukat A. A.Y. geldiler,davetiye tebliğine rağmen temyiz eden asiller ile davalılar M., A., M., M. Ş. gelmediler,yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen asilin ve vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü
Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; birleşen dava ise, temliken tescil, olmazsa tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine, birleşen davada temliken tescil isteğinden vazgeçildiği gözetilerek tazminat isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 43 parsel sayılı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olduğu ve davacı (birleşen dosya davalısı) H.Y.ile birleşen dosyanın diğer davalıları M. ve G. Y.’ın kayden paydaş bulundukları, komşu 34 sayılı parselin davalı (birleşen dosya davacısı) O. Ş.’e, komşu 44 sayılı parselin de davalı M.Y.’a ait olduğu, anılan davalılar ile diğer davalıların çekişmeli taşınmazda kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan herhangi bir haklarının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtmek gerekir ki; haksız elatma olarak ileri sürülen eylemlerin ( ağaç dikme,vs.) kadastro tespiti sonrası, başka bir ifadeyle, taşınmazlar çapa bağlandıktan sonra gerçekleştirildiği ve taraflarca 60 yıldır fiili sınırlara göre kullanılırken davacının 2007 yılında yaptırmış olduğu ölçüm sonucu bu olguyu öğrendiği dosya kapsamıyla sabit olup; mahkemece, davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın çekişmeli taşınmaza müdahale ettikleri belirlenmek suretiyle ve yapılan uygulama sonucu, fen bilirkişi tarafından elektronik ölçüm aletiyle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yapılarak saptanan miktarlar itibariyle elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne hükmedilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, çok uzun süredir mevcut kullanım durumuna karşı çıkılmadığı bir ikaz veya uyarıda bulunulmadığı gibi, ihtar da çekilmediği gözetildiğinde dava açmakla tasarrufa muvafakatın geri alındığı kabul edilerek ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş olması da doğrudur. Bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ne var ki, birleşen dava bakımından tazminat isteğine yönelik olarak yapılan araştırma ve incelemenin, özellikle ziraat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporun hükme yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Zira ağaçların semere verip vermediği konusunda soruşturma yapılmadığı gibi (belirlenecek tazminata etkisi olacağından), tarafların itirazlarını karşılar nitelikte bir rapor da temin edilmemiştir.
Kabule göre de; birleşen dava dilekçesinde faiz isteği olmadığı halde, HUMK.nun 74. maddesine aykırı olarak hükmedilen tazminata faiz yürütülmüş olması da doğru değildir.
Davacı (birleşen dosya davalısı) ile birleşen dosyanın diğer davalılarının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.