Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8083 Esas 2011/9453 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8083
Karar No: 2011/9453

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8083 Esas 2011/9453 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/8083 E.  ,  2011/9453 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/07/2010
    NUMARASI : 2010/239-2010/184

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Antalya 7. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 01.07.2010 gün ve 2010/239 esas 2010/184 karar  sayılı  hükmün bozulmasına  ilişkin olan 10.02.2011  gün ve  13026-1257   sayılı kararın düzeltilmesi süresinde  davacı  vekili  tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:

      Dava, kayıt miktar  fazlasının  iptal ve  tescili  isteğine   ilişkin  olup, yerel  mahkemece  son  kurulan  hükmün  temyizi  üzerine; 14.0.3.2009  tarihinde   yürürlüğe  giren  5841  Sayılı  yasa  hükümleri   uyarınca  hak  düşürücü  süreden  dolayı  davanın  reddinin  doğru  olduğu, ancak  19.01.2011  tarihinde  yürürlüğe  grien  6099  Sayılı  Yasanın  16.  Maddesiyle  3402  Sayılı  Yasanın  36.  Maddesi hükmüne   ilaveler  getiren  36/A  maddesi  hükmüne  göre  kadastro  işlemleri  sebebiyle  açılan  davalar  nedeniyle  yargılama  giderlerinden ve  avukatlık  ücretinden  davalı  tarafın  sorumlu  tutulup  tutulamayacağı hususunun  değerlendirilmesi  gerekçesiyle  kararın   bozulduğu  görülmektedir.
    Gerçekten de;  işin  esası  bakımından  5841  Sayılı  Yasanın  yürürlüğü  döneminde  davanın  hak  düşürücüsüreden   reddedilmiş olması  doğrudur. Ancak, anılan  yasa  Anayasa  Mahkemesinin 12.05.2011  tarih 2009/31  esas 2011/77  karar  sayılı  kararı  ile   iptal  edilmiş ve  23.7.2011  tarihinde    karar  resmi  gazetede  yayımlanak  iptal  hükmü  yürürlüğe  girmiştir.Öyle  ise, kesin  hüküm  halini   almamış ve  kazanılmış  hakkın  istisnasını   teşkil   eden  bu  durum  karşısında  5841 Sayılı  Yasas hükümleri  uyarınca  davanın  reddine  ilişkin   olarak  kurulan  hükmün, verildiği  tarih  itibariyle  doğru  olduğu  düşünülse  ve  ayrıca   Anayasanın  153. Maddesine  göre   iptal   kararı  geriye  yürümezse  de  10.3.1969  gün  ve  1/3  sayılı  İçtihadı  Birleştirme  Kararının  gerekçe   bölümünde  belirtildiği  üzere   iptal, kesin  şekilde   çözüme  bağlanmış  uyuşmazlıkları  etkilemez  ve  henüz   anlaşmazlık   hali  devam   ediyorsa   iptalin   kapsamına  girer .Öyleyse,  davanın  hak  düşürücü  süreden  reddine  ilişkin  kurulan   kararın  Anayasa  Mahkemesi"nin  anılan  iptal   kararından  sonra  doğru   olduğu  söylenemez. Zira,  kamu  düzeninin  söz  konusu  olduğu  bütün  haller   istisnanın  kapsamına  girer.Hal  böyle  olunca, işin  esasının; taraf  delilleri  toplanıp  dayanak  tapu   kaydı   uygulanarak  değerlendirilmesi, davanın  kısmen veya  tamamen   kabulü  halinde  de,19.01.2011  tarihinde  yürürlüğe   giren  6099  Sayılı  Yasa  hükümleri  de  gözetilerek bu  husustaki  bozma  dikkate  alınarak   taraf  iddiaları   doğrultusunda   gerekli  araştırma  ve  inceleme  yapılmak  suretiyle  uyuşmazlığın çözüme  kavuşturulması bakımından  karar  bozulmalıdır.Davacı Hazinenin, karar  düzelteme   isteğinin HUMK"nun 440. maddesi  hükmü  uyarınca  kabulü  ile  Dairenin  10.2.2011  tarih,2010/13026 esas,2011/1257 karar  sayılı  bozma  kararına  yukarıda  açıklanan  bozma  nedenleri  de  ilave  edilmek  suretiyle  mahkemenin 1.07.2010  tarih  2010/239  esas 2010/184  sayılı  kararının  açıklanan  gerekçelerle  HUMK"nun 428. maddesi gereğince  BOZULMASINA, 26.09.2011  tarihinde oybirliğiyle  karar  verildi.          

    Hemen Ara