Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10559 Esas 2011/9446 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10559
Karar No: 2011/9446

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10559 Esas 2011/9446 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/10559 E.  ,  2011/9446 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MARDİN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 04/03/2010
    NUMARASI : 2007/523-2010/83

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, sınırlarını  belirttiği  çekişmeli  taşınmazın  kadim  Deyrulzafarun  Kilisesi Vakfına ait  olduğu  ve  halen  vakfın  zilyetliğinde  bulunduğu  halde  tescil  harici   bırakıldığını, bu  yere   ilişkin  tapu  kaydı  da  bulunduğunu  ileri  sürerek  vakıf  adına  tescil isteğinde  bulunmuştur.
    Davalı, davanın  reddini  savunmuştur.
    Mahkemece,  davacı  iddiası  sabit  görülerek  davanın  kabulüne  karar   verilmiştir.
    Karar, davalılar  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

    Dava, tapu   iptal ve  tescil  isteğine  ilişkindir.
     Mahkemce, davanın  kabulüne    karar  verilmiştir.
    Dosya  içeriğinden, toplanan  delillerden davacı  vakfın  çekişmeli  yerde  " deyrulzafarun" kilisesi   olduğunu  ve  anılan  kilise  vakfının  tasarrufunda  olduğu  gibi 1946/11-12  sıra  nolu  ve 1328/17 -18  sıra  nolu  tapu  kayıtlarının ve  tedavüllerinin  dava  konusu   taşınmazı  kapsadığını ileri  sürerek   eldeki  davayı  açtığı  anlaşılmaktadır.
    Bilindiği  üzere;Harita ve krokisi  bulunan tapu kayıtlarına Medeni Kanunun 719, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi uyarınca kapsam belirleneceği kuşkusuzdur.Ancak böyle bir harita ve kroki yoksa veya uygulanabilir nitelik taşımıyorsa öncelikle tapu kaydının ilk tesisinden itibaren tüm gittileri ile birlikte Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilmesi,gitti kayıtlarının yüzölçümlerinde veya sınırlarında bir değişiklik varsa dayandığı belgelerin incelenip,doğru ve yasal bir nedenin bulunup bulunmadığının araştırılması,doğru esasa dayanmıyorsa,ilk tesisindeki sınırlara itibar edilmesi,ayrıca uygulamada yararlanmak üzere varsa komşu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi,böylece yanların dayandığı,usulüne uygun  olarak çıkarılmış tüm belgeler toplandıktan,dosya öteki yönlerden de keşfe hazır hale geldikten sonra yöreyi iyi bilen yaşlı ve yansız yerel bilirkişi veya bilirkişiler aracılığı ile uygulama yapılması, kayıtlardaki her sınır yerel bilirkişi veya
    Bilirkişilerden sorulup arazi üzerinde tespit edilmesi;gerektiğinde sınırlar hakkında açıklayıcı doyurucu bilgiler alınması, bilinmeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması,komşu taşınmaz kayıtlarının da aynı şekilde uygulanarak yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin denetlenmesi gerekir.Öte yandan sınırlar değişebilir nitelikte ise veya tam olarak kapanmayıp açık yönler kalıyorsa, kayda değişmez sınırlarla bağlantı kesilmemek suretiyle miktarına göre kapsam belirlenmesi, ayrıca tapu fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilerden keşifte saptanan bilgi ve bulgulara uygun ve uygulamayı tam olarak yansıtan, infaza elverişli rapor ve kroki alınması zorunludur.
    Somut  olaya  gelince; mahkemece  davanın  kabulüne  karar  verilmişse  de, davada  dayanılan  tapu  kayıtlarının  yukarıda  açıklanan  ilkeler  doğrultusunda  çekişmeli  taşınmaza  uygulandığını söyleyebilme  olanağı  yoktur.
    Hal  böyle  olunca; davacının  dayandığı  1946/12  1946/11-1328 /17-18  sıra nolu  tapu  kayıtlarının ilk  tesisinden  itibaren  tüm tedavülleri  ile mahallinde  yöreyi   bilen  yaşlı,yansız yerel  bilirkişiler  aracılığıyla  çekişmeli  taşınmaza  uygulanması teknik  bilirkişilerden  infaza   elverişli  rapor  ve kroki  alınması   çekişmeli  yerin  dayanak  tapu  kaydı  kapsamında  kalması  halinde  kapsamının  belirlenmesi, dayanak  tapu  kaydının  dava  konusu   taşınmaza   uymaması  halinde  anılan yer " kilise"  ise  5737  sayılı  yasa    ve  değişiklikleri  gereğince  idari   yoldan  tescil   işlemlerinin  gerçekleşeceğinin düşünülmesi  gerekirken  eksik   inceleme   ile  yetinilerek  yazılı  olduğu  üzere  hüküm   kurulmuş  olması  doğru  değildir.
    Davalıların  temyiz  itirazları  yerindedir. Kabulüyle   hükmün  açıklanan  nedenlerden   ötürü HUMK"nun  428. maddesine  göre  BOZULMASINA,  26.09.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar verildi.

    Hemen Ara