Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden malik olduğu 418 parsel sayılı taşınmaza davalıların ev,besihane ve garaj yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil isteminde bulunmuştur.
Davalılar, taşınmazda kendilerinin de paydaş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, intifadan men olgusunun gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 418 parsel sayılı taşınmazda davacı ile davalıların miras bırakanının paydaş oldukları, davacının da taşınmazda payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir bölüm bulunduğu ve buna göre davacı yönünden intifadan men olgusu gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur. Davacının, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ne varki, dava dilekçesinde belirtilen ve itiraza uğramayan dava değeri üzerinden avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken keşfen saptanan ancak yargılama aşamasında harcı tamamlanmayan değer üzerinden fazla vekalet ücreti takdiri doğru değildir.
Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 26.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.