Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6346 Esas 2011/9295 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6346
Karar No: 2011/9295
Karar Tarihi: 22.09.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6346 Esas 2011/9295 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6346 E.  ,  2011/9295 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇİVRİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/05/2010
    NUMARASI : 2009/371-2010/270

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakan annesi M."den kalan malların paylaşımı konusunda üvey babası olan davalı ile sözlü anlaştıklarını, bu nedenle 563 ve 3707 parseldeki miras paylarını davalıya satış suretiyle devrettiğini, davalının ise edimlerini yerine getirmediğini ileri sürerek tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, taşınmazlar için davalıya para ödediğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. A
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, tarafların miras bırakanı M.’den kalan mallardan 563 ve 3707 parsel sayılı taşınmazlardaki davacı paylarının 20.01.2009 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik edildiği, davacının taşınmazlardaki paylarını üvey babası olan davalı ile aralarında miras paylaşımı konusunda yapılan anlaşma uyarınca başka taşınmazlarla takas yapılacağını, davalının hileli yollarla iradesini yanıltıp taşınmazları satış suretiyle üzerine geçirdiğini, sözleşme uyarınca devri gereken taşınmazları da devretmediğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak, veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olaya gelince; hile olgusunun tespiti yönünden taraf delileri toplanılmadan, "davacı iddialarının yazılı delil ile kanıtlanamadığı" gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Bu durumda hükme yeterli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, hile iddiası yönünden taraf delillerinin eksiksiz saptanması, toplanan ve toplanacak deliller bir arada değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara