Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8777 Esas 2011/9253 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8777
Karar No: 2011/9253

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8777 Esas 2011/9253 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, davalılara ait binanın kayden paydaş oldukları taşınmazda tecavüzlü olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil istemişlerdir. Davalılar ise iyiniyetli olduklarını savunarak yapılan yıkımın binaya zarar vereceğini iddia etmişlerdir. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Tüm paydaşların davada yer alarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, yeni bir imar uygulaması yapıldığı için tarafların yeni mülkiyet durumlarına göre uyuşmazlığın çözüleceği ifade edilmiştir. Davalılara ait parseldeki taşkın olduğu iddia edilen binanın yapılış şekli ve bedelin kim tarafından ödeneceği de gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak ise Türk Medeni Kanununun 684, 718 ve 722 maddeleri öngörülmüştür.
1. Hukuk Dairesi         2011/8777 E.  ,  2011/9253 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 03/02/2011
    NUMARASI : 2010/168-2011/39

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, kayden  paydaş  oldukları  11  parsel  sayılı  taşınmaza,  davalılara  ait  binanın  tecavüzlü olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteğinde  bulunmuşlardır.
    Davalılar, iyiniyetli olduklarını, tecavüzlü  bölümün  yıkımının  binaya  zarar  vermesi  halinde, bu  kısmın  temliken  tescilini  aksi halde  enkaz  bedeli  ve  yıkım  masraflarının  davacılar  tarafından ödenmesini  talep etmişlerdir.
    Davacılar  tarafından  depo  edilen  muhtesat  bedelinin  davalılara  ödenerek elatmanın  önlenmesi  ve yıkım  isteğinin  kabulüne, ecrimisil  isteğinin  reddine dair verilen karar Dairece;  “... Davada, elatmanın  önlenmesi  isteğinin yanı  sıra  yıkım  isteğinde  de   bulunulduğu, davanın  bu  niteliği  itibariyle  ve Türk Medeni  Kanununun  684, 718 ve 722  maddelerinde  öngörüldüğü üzere,  üst  arzın  mülkiyetine  tabi  olduğundan, çekişmeli   taşınmazda  mütemmim  cüz  niteliğindeki  yapıların  akibeti  belli   edilinceye  kadar, bu  tür  uyuşmazlıklarda  paydaşların tümünün  davada  yer  almalarının   zorunlu olduğu, hal böyle  olunca,  davacılara  çekişmeli  taşınmazın  diğer  paydaşlarına  husumetin  yöneltilmesi  için  olanak  tanınması, davanın  görülebilirlik  koşulu  olan   taraf  teşkili  sağlandıktan  sonra  işin esası  yönünden  bir hüküm  kurulması  gerekirken değinilen  usuli  eksiklik  giderilmeden karar verilmiş olmasının doğru olmadığı  ” gereğin değinilerek bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, Bir kısım davalılar vekili ile bir kısım dahili davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
         
    Dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen  kabulüne karar verilmiştir.
    Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; 11 ve 12 nolu parsellerin imar uygulaması sonucu oluştuğu, her ne kadar dosyada hükme esas alınan bilirkişi raporu bulunmamakta ise de, davalılara ait 12 parseldeki binanın imar uygulaması sonucu davacılara ait parsele taşkın hale geldiği anlaşılmaktadır.
    Ne varki; noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden yargılama aşamasında yeni bir imar uygulaması yapıldığı, 27.08.2010 tarihinde bu uygulamanın sicile yansıtıldığı görülmektedir.
    Bu durumda; taraflara ait parsellerin yeni mülkiyet ve geometrik durumlarının gözetilerek uyuşmazlığın çözüleceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; yerinde yeniden keşif yapılarak yeni imar parsellerine ait kroki uygulanmak suretiyle elatma veya bina taşkınlığının saptanması ve oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Kabule göre de; davalılara ait parseldeki taşkın olduğu iddia edilen binanın kim tarafından yapıldığı ve bedelin maliklerden hangisine ödenmesi gerektiği hususlarının gözetilmemesi de isabetsizdir.
    Bir kısım davalılar vekili ile bir kısım dahili davalılar vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.09.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara