Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13842 Esas 2015/8164 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/13842
Karar No: 2015/8164
Karar Tarihi: 07.12.2015

Marka Hakkına Tecavüz - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/13842 Esas 2015/8164 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir marka hakkına tecavüz davasında, sanık C.A.'nın E.E. isimli işyerindeki ürünlerde tescilli markalara tecavüz ettiği belirtilerek suçlu bulundu. Ancak bilirkişi raporunda delillerin yeterli olmadığı gerekçesiyle karar temyiz edildi. Ayrıca, sanık F.B.'nin cezasının ertelenmesinde yasal süreler göz ardı edildiği, katılma talebi kabul edilen F.S. Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin gerekçeli kararda katılan olarak gösterilmediği ve adli para cezası hükmüne ek olarak denetimli serbestlik de uygulanması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verildi. Kanun maddeleri olarak, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi ve TCK'nın 53/4. maddesi kararda yer almaktadır.
19. Ceza Dairesi         2015/13842 E.  ,  2015/8164 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 7 - 2011/284159
MAHKEMESİ : Yalova 1.Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2011
NUMARASI : 2010/61 (E) ve 2011/235 (K)
SUÇ : Marka Hakkına Tecavüz
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
I- Sanık C.. A.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminde:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Türk Patent Enstitüsünden suça konu ürünlere ait kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmak suretiyle, konusunda uzman bilirkişi tarafından dava konusu eşyalarda kullanılan markaların düzenlenecek raporda temyiz denetimine imkân tanıyacak şekilde örneklerinin ayrıntılı olarak gösterilmesi ve marka hakkına tecavüz suçunun oluşup oluşmadığı ile dosya içinde bulunan ihbar tutanağı ve Sulh Ceza Mahkemesince verilen arama kararı da gözetilerek 12/10/2009 tarihli tutanak içeriğinde sanık C.’ya ait E. E. isimli iş yerinde, sanığın nezaretinde yapılan kontrolde davaya konu ürünlerin ele geçirildiğinin belirtilmesi karşısında, olay tutanağı mümziileri tanık sıfatıyla dinlenmek suretiyle aramanın yapıldığı yer ile ürünlerin nerede ele geçirildiği hususları tespit olunarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
2- F. S. Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında da katılma istemi kabul olunduğu halde gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmemesi,
II- Sanık F.. B.. hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminde ise:
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
1- Türk Patent Enstitüsünden suça konu ürünlere ait kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmak suretiyle, konusunda uzman bilirkişi tarafından dava konusu eşyalarda kullanılan markaların düzenlenecek raporda temyiz denetimine imkân tanıyacak şekilde örneklerinin ayrıntılı olarak gösterilmesi ile marka hakkına tecavüz suçunun oluşup oluşmadığı tespit olunarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-5271 sayılı CMK"nın 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararı aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK"nın 231/5. madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı Kanun"un 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.
Bu ilkeler çerçevesinde her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi gerekir. Dosya kapsamından katılanın marka hakkının ihlali suretiyle meydana gelen zararın basit bir araştırma ile tespit edilebilecek zarar niteliğinde olmadığı ve dosyaya yansıyan katılanın tespit edilmiş bir zararı bulunmadığı gözetilmeksizin mahkemece adli sicil kaydı bulunmayan ve yargılama sürecindeki davranışları nedeniyle takdiri indirim uygulanıp pişmanlığı gözönüne alınarak cezası ertelenen sanık hakkında kurum zararını gidermediği gerekçesiyle CMK"nın 231. maddesinin uygulanmaması,
Kabule göre de;
3-Sanık hakkında hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte adli para cezasına da hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Cezası ertelenen sanık hakkında belirlenecek denetim süresinin 1 yıldan az olamayacağı gözetilmeden ceza müddetince denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmesi,
5- TCK"nın 53/4. maddesi uyarınca kısa süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceğinin göz ardı edilmesi,
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmemesi,
7- F.. S.. Ürünleri Sanayi ve Ticaret A.Ş. hakkında da katılma istemi kabul olunduğu halde gerekçeli karar başlığında katılan olarak gösterilmemesi,
Kanuna aykırı ve katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 07.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Hemen Ara