Esas No: 2011/7830
Karar No: 2011/9120
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7830 Esas 2011/9120 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/05/2010
NUMARASI : 2010/65-2010/353
Taraflar arasındaki davadan dolayı Samandağ Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 20.05.2010 gün ve 2010/65 esas 2010/353 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 08.02.2011 gün ve 11106-1057 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava; tapu iptali isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece kurulan son hükmün temyizi üzerine; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak 19.01.2011 tarihinde yürülüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmektedir.
Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ne varki, anılan yasa Anayasa Mahkemesi"nin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin mahkeme kararının, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse ve ayrıca Anayasa"nın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümese de, 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptalin, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemiyeceği ve henüz devam eden anlaşmazlıkların iptal kapsamına gireceği açıktır.
O halde, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin verilen kararın doğruluğundan söz edilemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.
Hal böyle olunca; işin esası hakkında 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak ve yargılama masrafları yönünden de 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri gözetilmek suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için karar bozulmalıdır.
Hazinenin yerinde bulunan karar düzeltme isteğinin HUMK."nun 440. maddesi uyarınca kabulüyle, Dairenin 08.02.2011 tarih, 11106-1057 sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemenin 20.05.2010 tarih, 65-353 sayılı kararının açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.