Esas No: 2011/7587
Karar No: 2011/9083
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7587 Esas 2011/9083 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMANDAĞ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2010
NUMARASI : 2010/46-2010/152
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı Hazine, çekişmeli konusu 1176 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek tapu kaydının iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı Hazine vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup,Yerel Mahkemece kurulan hüküm, Dairece, 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş olmakla yapılan yargılama sonucunda davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir.
Gerçekten de, işin esası bakımından 5841 Sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak, anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal hükmü 23.07.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesinin anılan kararı karşısında işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı; diğer taraftan, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı hususunun gözetilmek suretiyle bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
Davacı Hazinenin temyiz isteği yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.