Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7599 Esas 2011/9082 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7599
Karar No: 2011/9082
Karar Tarihi: 21.09.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7599 Esas 2011/9082 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/7599 E.  ,  2011/9082 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/04/2011
    NUMARASI : 2009/266-2011/569

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olan 300 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastroca davalı adına tespit ve tescil edildiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Davacı Hazine, çekişme konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu ileri sürerek, davalı adına kadastro tespiti nedeniyle oluşan çap kaydının iptali ile 3402 sayılı Kadastro Yasasının 18. maddesi uyarınca Hazine adına tescili isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 300 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastroca senetsizden davalı adına yapılan tespitin 1.5.2007 tarihinde kesinleştiği ve davalı adına sicil kaydının oluştuğu, ancak, özellikle 29.12.2010 tarihli ziraatçı bilirkişi raporuna göre, çekişmeli taşınmazın, tarım arazisi niteliği taşımadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu, davalı lehine, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğiyle mülk edinme koşullarının oluşmadığı gözetilerek tapu iptali isteği yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir.Reddine.
    Ne var ki, yukarıda sözü edilen ziraatçı bilirkişi raporuna göre, dava konusu taşınmazın, komşu ve çevresindeki tarım arazileri ile hiç bir benzerliği bulunmadığı; tarım arazisi özelliği taşımayan, taşlık ve makilik, toprak derinliği bakımından sığ yerlerle aynı özellikleri taşıdığı, neticede, arazi üzerindeki kadim belirtiler, toprak yapısı, toprak profili, toprak derinliği, üzerindeki bitki örtüsü v.s gibi unsurlar dikkate alındığında çekişmeli taşınmazın tarım arazisi özelliğinin bulunmadığı, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunun belirlendiği görülmektedir.
    Bu durumda, her ne kadar davada, 3402 sayılı Kadastro Yasanın18/1 maddesi uyarınca davacı Hazine adına tescil istenmiş ve bu istek kabul edilmiş ise de, taşınmazın yukarıda açıklanan özellikleri ve nitelikleri itibariyle aynı Yasanın 16/C maddesi kapsamında bir taşınmaz olduğu duraksamaya yer bırakmayacak şekilde saptanmıştır
    O halde, taşınmazın niteği itibariyle özel mülkiyete konu oluşturacak şekilde sicile bağlanması mümkün bulunmayan yerlerden olduğu, bu durumda, 3402 sayılı Yasanın 18. maddesindeki koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceği gözetilerek, tapunun iptali ve sicil kaydının terkiniyle yetinilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle Hazine adına tescile karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara