Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2247 Esas 2016/7846 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/2247
Karar No: 2016/7846
Karar Tarihi: 20.10.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/2247 Esas 2016/7846 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/2247 E.  ,  2016/7846 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52/2-4, 53/1, 58/6 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Katılanın klimasını taşımak amacıyla bilinmeyen numaralar servisinden öğrendiği ... nolu telefon hattını aradığı ve kendisini toshiba servisi olarak tanıtan sanıkla görüştüğü, sanığın keşif yapmak amacıyla katılanın ikametine geldiği ve işlemler için 1.000 TL para talep ettiği, katılanın o kadar parası olmadığını söylemesi üzerine 620.00 TL istediği ve katılandan aldığı, ertesi gün işlemler için geleceğini söyleyerek evden ayrıldığı ve bir daha gelmediği, katılanın defalarca telefonla aramasına rağmen sanığa ulaşamadığı, farklı numaralardan aradığında sanığa ulaştığı ve sanığın verdiği iki farklı adrese görüşmek amacıyla gittiğinde bu adreslerin sanıkla ilgisinin olmadığının iddia edildiği olayda sanığın dolandırıcılık kastıyla hareket ettiğine ilişkin mahkemenin kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18.06.2013 tarih ve 2012/15-1351-2013/328 E-K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek iki sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır. Bu açıklamalar ışığında, şikayetçiden elde edilen menfaat miktarının 620,00 TL olması göz önünde bulundurularak, hüküm kurulurken, TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde takdir hakkının kullanılması suretiyle alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılması gerekirken, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beş günden beşbin güne kadar adli para cezasını gerektiren dolandırıcılık suçundan, 5237 sayılı TCK"nın 61. maddesinde sayılan kriterler esas alınmadan, hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak hapis ve adli para cezalarının alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak tayin edilmesi suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
    2- 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 20/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara