Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5500 Esas 2011/9036 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5500
Karar No: 2011/9036

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5500 Esas 2011/9036 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/5500 E.  ,  2011/9036 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİNOP ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/07/2010
    NUMARASI : 2009/119-2010/506

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden davalı adına olan 249 parsel sayılı taşınmazın yaklaşık 7.000 m²"lik kısmının kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığını ileri sürerek, tapu iptal ve terkin isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davaya yanıt vermemiştir.
    Mahkemece, keşfen saptanan kıyı kenar çizgisine göre davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
     
     Dava, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptal ve taşınmazın sicil kaydının kütükten terkini isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; özellikle 14 Mart 2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanark yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasanın 2.maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Yasası"nın 12.maddesinin üçüncü fıkrasına "Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet ve  veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmasızın uygulanır" cümlesi ve aynı Yasanın 3.maddesi ile de 3402 sayılı Yasa"ya "Bu kanunun 12 nci maddesinin üçüncü fıkrası hükmü, Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davalarda dahi uygulanır" şeklindeki geçici 10. madde eklenmiş olup, 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmesi gerekli ise de; anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.07.2011 tarihinde yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Bilindiği üzere; 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez. Henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer ve kazanılmış hakkında ayrıcalığını oluşturur.
    Öyle ise; mahkemece 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birliştirme Kararı uyarınca belirlenen kıyı kenar çizgisine göre davanın kabulüne karar  verilmiş olması doğrudur. Davalıların, bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde, reddine.
    Ancak, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde; "... Avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği, 17.maddesiyle de davalı tarafın sorumlu tutulmaması süreci uzatılarak infaz edilmemiş karar için de geçerli olduğu”hükmü öngörülmüştür.
    O halde; 6099 sayılı yasa hükümleri gözetildiğinde, yargılama giderlerinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulmuş olması doğru değildir.
    Davalının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  21.09.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Hemen Ara