Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7500 Esas 2011/8930 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7500
Karar No: 2011/8930

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7500 Esas 2011/8930 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/7500 E.  ,  2011/8930 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AKÇAABAT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/10/2010
    NUMARASI : 2010/215-2010/305

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, davalı adına tapuda kayıtlı 1 ada 3 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, kıyıda kalan kısmın tapu kaydının iptaline karar verilmesi isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece 5841 Sayılı Yasa hükümlerinin gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, Mahkemece bozmaya uyularak  davanın 10 yıllık hak düşürücü süre nedeniyle reddine  karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik  Hakimi  raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
                                                 
     Dava; tapu iptal, kayıt terkini  isteğine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın temyizi üzerine; 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulduğu ve Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
    Gerçekten de; işin esası bakımından 5841 sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş 23.07.2011 tarihinde ise karar resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse  ve ayrıca Anayasanın 153.maddesine göre iptal kararı geriye yürümezse de 10.3.1969 gün ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçe bölümünde belirtildiği üzere iptal, kesin şekilde çözüme bağlanmış uyuşmazlıkları etkilemez ve henüz anlaşmazlık hali devam ediyorsa iptalin kapsamına girer. Öyleyse, davanın hak düşürücü süreden reddine ilişkin kurulan kararın Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez. Zira, kamu düzeninin söz konusu olduğu bütün haller istisnanın kapsamına girer.                                            Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.09.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara