Esas No: 2011/4285
Karar No: 2011/8385
Karar Tarihi: 15.07.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4285 Esas 2011/8385 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KARŞIYAKA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2010
NUMARASI : 2009/153-2010/409
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın 32046 ada 4 parsel sayılı taşınmazını davalı kızı R."nin emanetçisi olan diğer davalı V."ye mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak temlik etiğini, sonradan imar uygulaması ile taşınmazın 25778 ada 4 sayılı parsel olup, üzerinde kat karşılığında inşaat yaptırıldığını ve miras bırakandan gelen paya karşılık davalılara 8 ve 10 nolu bağımsız bölümlerin verildiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının miras payları oranında iptal ve tescili isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine dair önceden verilen kararın dairece " eksik soruşturma ve davalı Veli"nin emanetçi olduğunun ancak yazılı delille kanıtlanabileceği yönündeki yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması isabetsizdir" gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda iddia sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.07.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat M.A. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup; mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı gereğince yapılan araştırma ve soruşturma sonucunda, miras bırakanın davalı V.’ye yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, adı geçen davalının emanetçi konumunda bulunduğu belirlenmek ve benimsenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.Ancak, miras bırakanın temlik yaptığı taşınmazın imar görerek çekişmeli taşınmazı oluşturduğu ve davalı V.’nin bu taşınmazda paydaş kılındığı, davalı R.’nin de kendine ait taşınmazın imarıyla dava konusu taşınmazda paydaş hale geldiği, bilahare dava dışı yükleniciyle inşaat sözleşmesi yapılarak taşınmazda kat irtifakının kurulduğu dosya kapsamıyla sabit olup; anılan inşaat sözleşmesi gereğince davalı V.’nin payına isabet eden bağımsız bölüm miktarı, başka bir ifadeyle payına kaç adet bağımsız bölüm isabet ettiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmamıştır.
O halde, miras bırakandan gelen ve çekişmeli taşınmazda kat irtifakı tesisi öncesi davalı V. adına kayıtlı paya, inşaat sözleşmesi uyarınca kaç daire isabet ettiğinin uzman bilirkişi incelemesi yaptırılıp, bu yönde rapor da alınmak suretiyle açıklığa kavuşturulması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.