Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4483 Esas 2016/7800 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/4483
Karar No: 2016/7800
Karar Tarihi: 20.10.2016

Nitelikli dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4483 Esas 2016/7800 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/4483 E.  ,  2016/7800 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
    HÜKÜM : 1- Sanık ... hakkında; beraat
    2- Sanık ... hakkında; TCK’nın 158/2, 52/2, 53/1-2-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanık ... hakkında verilen beraat hükmü Cumhuriyet savcısı tarafından; sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmü ise sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden sanıkların, dönemin bakanı olan ..."ı tanıdıklarını ve siyasi çevre aracılığıyla iş bulabileceklerini söyleyerek, katılandan toplam 6.250 TL almak suretiyle atılı suçu işlediklerinin iddia edildiği olayda;
    1-Sanık ... hakkında verilen beraat hükmüne yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    Sanığın savunmasının aksine, mahkûmiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi gerekçesine dayanılarak verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılama sonunda, sanığın yüklenen suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Cumhuriyet savcısının, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    2-Sanık ... hakkında verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, atılı suçu işlemediğine, kendisine iftira atıldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılanmayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasından 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, “TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 1. fıkranın c bendinde yer alan kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına” ibareleri eklenmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 20.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara