Esas No: 2015/1419
Karar No: 2015/2690
Karar Tarihi: 07.09.2015
Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1419 Esas 2015/2690 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık
1-Sanığın, kardeşi... ile ortak oldukları ... Gıda ve İhtiyaç Maddeleri San. Tic. Ltd. Şti. adına yetkisi olmadığı halde, katılandan aldığı mal karşılığında suça konu üç adet senedi imzalayarak katılana vermek suretiyle yüklenen resmi belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarını işlediğinin iddia ve kabul olunduğu olayda, aşamalarda;..... Gıda şirketinin ortağı olduğunu, şirketin banka hesabını kullanma yetkisinin bulunduğunu, ancak şirket adına böyle bir senedi düzenleme yetkisinin bulunmadığını, şirket yetkilisi olan kardeşi... dışarıda olması nedeniyle senetleri imzaladığını ve katılanın elemanına verdiğini, attığı imzaların kendi imzası olduğunu, sahte imzalar olmadığını, ayrıca ...daha sonra katılana çek verdiğini, ancak katılanın icra takibini geri çekmediğini, ... da mükerrer ödeme olmaması için imza itirazında bulunduğunu savunması karşısında; sanığın suç işleme kastının bulunup bulunmadığının belirlenebilmesi bakımından, şirketin yetkilisi olan ...tanık olarak mahkemeye celbi ile sanığın savunması kapsamında ayrıntılı beyanının alınması ve sanığın şirkette senet düzenleme yetkisi olmasa bile, önceden bu şekilde senet düzenleyip düzenlemediği, düzenledi ise bu senetlerin ödenip ödenmediği hususlarının defter kayıtlarından araştırılması ve sorulmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre ise;
a)Resmi belgede sahtecilik suçu yönünden, 5237 sayılı TCK"nun 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için "bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi" gerekliliği karşısında, sanığın, iddianameye konu üç adet senedi katılanın elemanına aynı anda verip vermediği hususları araştırılıp, olayda zincirleme suç hükümlerinin uygulama yerinin bulunup bulunmadığının tespitinden sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Dolandırıcılık suçu yönünden ise, katılan vekili temyiz dilekçesinde, hüküm verilmeden önce sanık tarafından dosyaya konu borcun katılana ödendiği duyumları aldığını, ancak katılanın ayrı ilde ikamet ediyor olması ve iletişim kuramamaları nedeniyle bu hususta vekil olarak beyanda bulunamadığını, katılana bu hususun tekrar sorulması gerektiğini belirtmesi, sanık müdafinin de benzer ifadelere temyiz dilekçesinde yer vermesi karşısında; 5237 sayılı TCK"nun 168. maddesinde yer alan etkin pişmanlık ve 5271 sayılı CMK"nun 231. maddesinde bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının tespiti bakımından, katılanın beyanı yeniden alınarak, zararının giderilip giderilmediği hususunun sorulmasından sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanık müdafi ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 07.09.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.