Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4252 Esas 2011/8340 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4252
Karar No: 2011/8340

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4252 Esas 2011/8340 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, miras bırakan eşinin mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak oğluna daire devrettiğini iddia ederek tapu kaydının iptalini ve kendi adına tescilini istemiştir. Davalı ise temlik tarihinde henüz mirasçı olmayan kişiye karşı haksız eylemde bulunmanın söz konusu olmadığını savunmuştur. Mahkeme, işlemin danışıklı olduğunu anlayarak davayı kabul etmiştir. Ancak Yargıtay, davacının temlik tarihinde mirasçı sıfatı bulunmadığını ve davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek kararı bozmuştur.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 599. ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddeleri.
1. Hukuk Dairesi         2011/4252 E.  ,  2011/8340 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 01/11/2010
    NUMARASI : 2010/158-2010/492

    Taraflar arasında görülen davada;                                                                                          
    Davacı, miras bırakan eşi H. U."nın mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak 5800 ada 3 parselde bulunan 2 nolu dairesini 16.12.2005 tarihinde ilk eşinden olma oğlu davalı K."e devrettiğini, kendisinin mirasbırakan ile 25.01.2007 tarihinde evlendiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescilini istemiştir.
    Davalı, miras bırakanın mal kaçırma iradesi bulunmadığını, temlik tarihinde henüz mirasçı olmayan kişiye karşı haksız eylemde  bulunmanın söz konusu olmadığını, mirasbırakan Hüseyin"in kendisine ait ve ilk eşinin ölümü ile mirasçılarına kalan taşınmazların taksimi amacıyla işlem yapıldığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, işlemin danışıklı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.                           
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 14.07.2011 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat T. G. ile temyiz edilen vekili Avukat M.B. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan H. U."nın 26.01.2010 tarihinde öldüğü, malik olduğu çekişme konusu 5800 ada 3 parseldeki 2 nolu bağımsız bölümü davalı olan oğlu K."e 16.12.2005 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, bu tarihte H."in davalı ile birlikte mirasçılarının S., A. ve E.olduğu ve bunların dışında başkaca kanuni mirasçısının bulunmadığı, miras bırakanın davalıya bu temliki yaparken tüm mirasçılarını gözetecek ve hak dengesini kuracak şekilde taşınmazlarını mirasçıları arasında paylaştırma amacıyla  intikal ettirdiği dosya içerisindeki kayıtlarla sabittir.
    Anılan bu temlikleri gerçekleştirdiği tarihte H."in gözetmediği başkaca mirasçısı yoktur. Davacı E. ile bu temliklerden sonra 25.01.2007 tarihinde evlenmiştir. Bir başka ifadeyle  temlik tarihinde davacının mirasçılık sıfatı yoktur ve aynı tarihte temlikte bulunmadığı başka bir mirasçısının varlığı söz konusu olmadığına göre K."e yapılan temlik bakımından  murisin  iradesinin  mal  kaçırma  amaçlı ve muris muvazaası ile illetli  olduğu söylenemez. Şayet        davacının murisle evlenmeden önce murisin yapmış olduğu temlik o tarihte mirasçı olan kişi veya kişilerden mal kaçırmak amacıyla yapılmış olsa idi muvazaalı işlemin başlangıçtan itibaren hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağı sebebiyle Türk Medeni Kanununun 599.maddesi hükmü gereğince murisin ölüm tarihinde  mirasçısı olan davacının da murisin terekesi üzerinde kanuni hak sahibi olacağı nedeniyle böylesi bir davanın dinlenmesi söz konusu olabilirdi. Oysa somut olayda yasal koşulların varlığından bahsedilemez.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetsizdir.
    Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 14.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 


     

    Hemen Ara