Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3251 Esas 2011/8326 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/3251
Karar No: 2011/8326

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3251 Esas 2011/8326 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/3251 E.  ,  2011/8326 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/11/2010
    NUMARASI : 2010/336-2010/375

    Taraflar arasında görülen davada;
     Davacı, davalı  ile  yapılan  ölünceye  kadar  bakım  sözleşmesi  ile  3657 ve 2967  parsel   sayılı  taşınmazların  adına  tescil  edildiğini, sonradan  sözleşmenin   iptal  edilerek  anılan   taşınmazların  davalı  adına  tescil   edildiğini, ancak   taşınmazlarda  faydalı  masraflar  yaptığını ve  davalının  sebepsiz   zenginleştiğini  ileri  sürerek  28.000,00 TL"nin  yasal  faizili  ile  davalıdan  tahsilini  istemiştir.
    Davalı,  davanın  reddini  savunmuş, karşılık  davasında  ise; kayden  maliki  olduğu  taşınmazlara  karşı  davalının  haksız   olarak  müdahalesine  devam  ettiğini  ileri  sürerek  elatmanın  önlenmesi,  dikilen  ağaçların  ve  bağ  evinin  yıkımını, üçüncü  kişilere  satışı  yapılan  3655 ve 3656  sayılı  parseller  yönünden  de  tazminat  istemiştir.
    Asıl ve  karşılık  davaların  kısmen kabulüne   ilişkin  olarak  verilen  karar,Dairece, " değinilen  ilke  ve  yasa  hükümleri  gözardı    edilerek  kısa  karara  çelişkili  olarak  gerekçeli  karar  yazılmasının  doğru  olmadığı"  gerekçesiyle  bozulmuş; mahkemece, bozmaya  uyulmuş  olmakla  yapılan  yargılama  sonucunda  asıl ve  karşılık  davaların  kısmen  kabulüne  karar  verilmiştir.
    Karar, taraflar  vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi    raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Asıl dava, tazminat, karşı dava el atmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece,  asıl ve karşılık davaların kısmen kabulüne karar verilmiştir
    Davacı, davalı ile yapılan ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile 3657 ve 2967 parsel sayılı taşınmazların adına tescil  edildiğini, sonradan sözleşmenin iptal edilerek anılan taşınmazların davalı adına yazıldığını, ancak taşınmazlarda faydalı masraflar yaptığını ve davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek tazminat isteğinde bulunmuş, davalı ise, karşılık davasında, maliki olduğu taşınmazlara karşı davalının haksız olarak müdahalesine devam ettiğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi, dikilen ağaçların ve bağ evinin yıkımına,  üçüncü kişilere satışı yapılan 3655 ve 3656 parsel sayılı taşınmazların bedeli ile zararının  tazminini istemiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davalı M.nin 1813 ve 2657 parsel sayılı taşınmazlarını İntifa hakkını üzerinde bırakarak çıplak mülkiyetini  davalı A."ye ölünceye kadar bakma aktiyle temlik ettiği, A."ye temlikinden sonra 1813 parsel sayılı taşınmazın ifrazından 3655, 3656 ve 3657 parsel sayılı taşınmazların oluştuğu, A.tarafından 3655 ve 3656 parsel sayılı taşınmazların üçüncü kişilere satışı suretiyle devredildiği, M."nin, A."ye karşı  açtığı tapu iptal ve tescil davası  sonucunda, 3657 ve 2657 sayılı parsellerin M. adına tesciline karar verildiği ve  kararın kesinleştiği, halen taşınmazları A."nin tasarrufunda bulundurduğu anlaşılmaktadır.
    Bu durumda,   A."nin  kayıttan kaynaklanan bir hakkının kalmadığı, haklı ve geçerli bir nedeni olmaksızın taşınmazları kullandığı gözetilerek el atmanın önlenmesine  ve bağ evinin yıkılmasına  karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. A."nin diğer temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
    A."nin öteki temyiz itirazlarına  gelince,   bilindiği ve gerek öğretide gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere, ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı,  taşınmaz maliki olan hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir. Bu durumda, Ali"nin çekişme konusu taşınmazları kullanımına tapu iptal ve tescil davasının açıldığı 15.2.2006 tarihine kadarki  süre zarfında M."nin, ses çıkarmadığı, o  tarihi kadar da uyarı mahiyetinde  bir ihtarda göndermediği görülmektedir.
    Bu durumda A."nin, tapu iptal ve tescil davasının açıldığı 15.2.2006  tarihine kadar taşınmazı davacı tarafın muvafakati ile kullandığı ve o davanın açıldığı tarihte muvafakatin geri alındığı kabul edilmelidir.
    Öyleyse, A."nin ecrimisilden  15.2.2006 tarihinden eldeki davanın açıldığı tarihe kadar olan dönem için sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı olduğu üzere fazla ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değidir.
    M."nin temyizine gelince, A."nin, taşınmazların intifa hakkı M. üzerindeyken dava konusu taşınmazlara ağaç diktiğine göre, iyiniyetli olarak taşınmazlara ağaç diktiği söylenemez. A."ye devredilen taşınmazların çıplak mülkiyeti A."ye taşınmazlara ağaç dikme hakkını vermez.
    Bu durumda, Ağaçların enkaz bedeline hükmedilmesi gerekirken, zirai olarak belirlenen tazinata hükmedilmiş olması doğru olmadığı gibi, dava konusu 3655 ve 3656 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak M."nin tazminat talebinin gerekçede yazılarak reddedilmesine karşın hükümde yer verilmemiş olmasıda isabetsizdir.
    Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları  yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü  HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan  peşin harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 14.07.2011   tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

     

    Hemen Ara