Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5844 Esas 2011/8305 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5844
Karar No: 2011/8305

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5844 Esas 2011/8305 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/5844 E.  ,  2011/8305 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 09/02/2011
    NUMARASI : 2007/510-2011/86

    Taraflar arasında görülen davada;   
    Davacılar, miras bırakan D. A.’ın mal kaçırmak amacıyla 675 ada 8 parsel sayılı taşınmazın 110/351 payını senetsizden iken zilyetliğin devri sözleşmesi ile davalı eşine temlik ettikten sonra tapu tahsis belgesi almak suretiyle adına belediyeden devrini sağladığını, yine emekli parasını da davalı adına bankaya yatırdığını ileri sürerek, muvazaa nedeniyle tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline, olmadığı taktirde tenkisine, bankaya yatırılan paradan da miras paylarına düşen kısmın kendilerine ödenmesine karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, dava konusu taşınmaz payını Gaziosmanpaşa Belediyesinden bedelini ödeyerek satın aldığını, iddiaların doğru olmadığını, taşınmazın ve paranın murisle ilgisi bulunmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmaz payını davalının tapu tahsis belgesine istinaden belediyeden satışla edindiği, edinme şekline göre muvazaanın kabulünün mümkün olmadığı, bankadaki paranın muristen davalıya intikal ettiği iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı  taktirde tenkis ve bankadaki paranın miras payına düşün kısmının ödenmesi isteklerine ilişkindir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu 675 ada 8 parsel sayılı
    taşınmazın 110/351 payını davalının 08.06.1990 tarihli akitle Gaziosmanpaşa Belediyesinden satış suretiyle edindiği anlaşılmaktadır. 
    Dosya kapsamı ile, çekişme konusu taşınmaz payını davalının tapu tahsis belgesine
    istinaden üçüncü kişiden satış suretiyle edindiği, somut olayda, 01.04.1974 tarih, ½ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri olmadığı belirlenmek suretiyle mahkemece, tapu iptali ve tescil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Ancak, davada tapu iptali ve tescil isteği yanında davacılar, tenkis ve bankadaki davalı adına bulunan paranın muristen davalıya aktarılan para olduğunu iddia ederek miras payları oranında kendilerine ödeme yapılması isteğinde de bulunmuşlardır.
    Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile  kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür.Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık iaşe, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belilenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.  
    Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1,2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir. 
    Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse  bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.  
    Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür"atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, tercih hakkının kullanıldığı gündeki fiatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
    Somut olayda, tenkis isteği bakımından her hangi bir araştırma yapılmış değildir. Bankadaki paraya ilişkin istek bakımından yapılan araştırmanın ise yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilke ve olgular doğrultusunda hükme yeterli araştırma ve incelemenin yapılması, tarafların bildirdikleri ve bildirecekleri tüm delillerin toplanması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
    Davacıların, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara