Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, paydaşı oldukları 913 parsel sayılı taşınmazın kadastro yenileme çalışmasına tabi tutularak oluşan 445 ada 15 nolu parselin adlarına tescil edildiğini, ancak yenileme çalışmaları öncesinde taşınmazın kuzey cephesi 27.50 metre iken sonrasında bu cephenin 22.50 metreye düşürülerek davalıya ait 445 ada 13 nolu parsel lehine mülkiyet değişikliği yapıldığını ve tahminen 36 m2"lik bölümün 13 nolu parsele eklendiğini ileri sürerek, taşınmazların ilk kadastro tespitlerine göre tesciline ve 13 nolu parsele ilave edilen tahmini 36 m2"lik bölümün tapusunun iptali ile 15 nolu parsele eklenmek suretiyle tescili isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini savunarak, birleşen davasında elatmanın önlenmesi ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne; birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, taraf vekillerince süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptali ve tescil, birleşen dava el atmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden toplanan delillerden; davacılar adına kayıtlı 913 nolu parsel ile davalı adına kayıtlı 27 nolu parsellerde 2859 Sayılı Yasa hükümleri gereğince yenileme kadastrosu yapılarak yenilenmesi sonrası 445 ada 15 nolu parselin davacılar, 445 ada 13 nolu parselin davalı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yapılan araştırma ve uygulama neticesinde 2859 Sayılı Yasanın 4.maddesi hükmü gözetilmek suretiyle kadastral parsel konumu ihya edilerek tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Nevarki, mahkemece yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişinin 05.11.2009 tarihli roporunda (a) ile gösterilen bölüm dışında kalan ve mavi ile gösterilen bölümün arazi kullanım durumu olduğu belirtildiğine göre; yerinde tekrar keşif yapılarak anılan bu kısımın 15 nolu parsel kapsamında kalan bölümüne davacıların müdahale edip etmediklerinin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek, tazminat isteğinin de bu kapsamda değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yazılı olduğu üzere el atmanın önlenmesi ve tazminat davasının reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı-birleşen davanın davacısının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.