Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8061 Esas 2016/7748 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/8061
Karar No: 2016/7748
Karar Tarihi: 17.10.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8061 Esas 2016/7748 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, dolandırıcılık suçundan TCK'nın 157/1, 52/2, 53/1, 58/6 maddeleri gereğince mahkum edilmiştir. Sanığın suçlamaları kabul ederek katılandan para aldığı ve sonra ortadan kaybolduğu belirtilmektedir. Ancak temyizde, mahkemenin sanığın cezasını belirlerken orantılılık ilkesine uymadığı ve 61. maddenin alt sınırından çok uzaklaşarak temel cezayı belirlediği belirtilmiştir. Bu nedenle, 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca sanığın temyiz itirazları kabul edilmiş ve hüküm BOZULMUŞTUR.
TCK'nın 157/1, 52/2, 53/1, 58/6 maddeleri: Dolandırıcılık suçunun tanımını ve cezasını belirleyen maddelerdir.
TCK'nın 61/1 maddesi: Temel cezanın belirlenmesinde suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında orantılılık ilkesine uyularak belirlenmesini öngören madde.
TCK'nın 3/1 maddesi: Hüküm ile işlenen fiil arasında orantı bulunması gerektiğini belirten madde.
15. Ceza Dairesi         2014/8061 E.  ,  2016/7748 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 157/1, 52/2, 53/1, 58/6 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Suç tarihinde iş aramakta olan katılanın bir arkadaşı aracılığı ile tanıştığı sanığı telefonla arayarak iş aradığını söylediği, sanığın da kendisine aylık 1200 USD karşılığında iş bulduğunu, ancak önce kan tahlillerinin yapılması gerektiğini söylediği, katılan ile sanığın birlikte laboratuvara giderek kan tahlili yaptırdıkları, sonrasında kırtasiyeye giderek form doldurdukları sırada sanığın UND belgesini almak için katılandan 170 TL para aldığı, katılanın beklemesine karşın sanığın geri gelmediği ve kendisine ulaşılamadığı, böylelikle katılanı dolandırdığı iddia edilen olayda; suçun sübutuna ilişkin olarak mahkeme hükmünde isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 06.10.2009 gün ve 8-124-224 sayılı kararında açıkça belirlendiği gibi temel cezanın belirlenmesinde hakim somut olayda TCK"nın 61/1.maddesini göz önünde bulundurarak işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırları arasında temel cezayı belirlerken aynı yasanın 3/1.maddesi uyarınca hüküm ile işlenen fiil arasında "orantı" bulunmasını gözetmek durumundadır. Hakimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçenin yasal ve yeterli olması denetime izin verecek şekilde açıkça gösterilmesi gereklidir.
    Bu açıklamalar dışında somut olay değerlendirildiğinde kullanılan gerekçenin TCK"nın 61.maddesi anlamında yasal ve buna bağlı olarak alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi doğru bir uygulama olarak kabul edilebilir ise de; suça konu değer gözetildiğinde alt sınırı 1 yıl olan bir suç için temel cezanın 4 yıl olarak belirlenmiş olması orantılılık ilkesiyle bağdaşmadığından alt sınırdan çok fazla uzaklaşılması suretiyle ceza tayini,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 17/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara