Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/3290 Esas 2016/7745 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3290
Karar No: 2016/7745
Karar Tarihi: 17.10.2016

Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/3290 Esas 2016/7745 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2016/3290 E.  ,  2016/7745 K.

    "İçtihat Metni"


    Mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk ...’in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 151/1, 31/3, 62 ve 50/3. maddeleri gereğince 1.320,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 07/03/2007 tarihli ve 2003/83 esas, 2007/273 sayılı karar aleyhine...Bakanlığınca verilen 19/06/2016 tarih ve 94660652-105-07-5340-2016-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2016 tarih ve 2016/272133 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    Dosya kapsamına göre;
    1- 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"un 9/3. maddesi gereğince lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
    2- 13/01/2002 olan suç tarihi itibariyle 15-18 yaş aralığında bulunan sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun"un 29/06/2005 tarihli ve 5377 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 31/3. maddesi uyarınca suça sürüklenen çocuk hakkında takdir edilen cezadan ½ oranında indirim yapılması gerekirken, 5237 sayılı Kanun"un 5377 sayılı Kanun"un 5. maddesi ile değişik 31/3. maddesi tatbik edilerek 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK"nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    Lehe kanun değerlendirilmesi yapılırken, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 7/2. madde ile 5252 sayılı Kanun"un 9/3 maddesindeki “Lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir,” şeklindeki düzenleme karşısında, önceki ve sonraki temel ceza kanunlarının ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle lehe kanunun belirlenmesi gerektiğinden ve suç tarihinin 13.01.2002 olması nedeniyle sonradan yürürlüğe 5237 sayılı TCK’nın 31. maddesini değiştiren 5377 sayılı Kanun’un 5. maddesinin 8.7.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğinin anlaşılması karşısında; anılan değişiklikten önce işlenen suçlar yönünden yapılacak indirimin adı geçen maddenin 3. fıkrası uyarınca ise 1/2 oranında yapılması gerektiğinin gözetilmemesi nedenleriyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünceler yerinde görüldüğünden, ...Asliye Ceza Mahkemesi’nin 07.03.2007 tarih ve 2003/83-2007/273sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı kanun maddesinin 4. maddesinin (d) bendinin verdiği yetkiye ve bozma nedenine göre, 5252 sayılı Kanun’un 9/3. maddesi uyarınca, sanık yararına olan hükmün önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı, 5237 sayılı TCK’nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK’nın 493/1. maddesinde yer alan suçun öğelerinin farklı olduğu, eylemin yeni kanuna göre karşılığının 5237 sayılı Kanun’un 142/1-e. maddesinde belirtilen hırsızlık suçunun yanı sıra anılan kanunun 151/1. maddesindeki mala zarar verme suçunu da oluşturduğu; mahkemece de 5237 sayılı Kanun’un lehe olduğu değerlendirilerek hem hırsızlık hem de mala zarar verme suçundan hüküm kurulduğu ve Yargıtay 22. Ceza Dairesi’nin 02.02.2016 tarih ve 2015/9378-2016/1017 sayılı ilamıyla hırsızlık suçundan açılan kamu davasının lehe hüküm içeren 5237 sayılı Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddeleri uyarınca zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verildiği; bu bağlamda, her iki kanunun tüm hükümleri doğrultusunda yapılan karşılaştırmada 5237 sayılı Kanun’un daha lehe olduğu anlaşılmakla, mala zarar verme suçundan TCK’nın 151/1 maddesince verilen 4 ay hapis cezasından, 5377 sayılı Kanun’un 5. maddesiyle yapılan değişiklikten önceki 5237 sayılı TCK’nın 31. maddesi gereğince 1/2 oranında indirim yapılarak 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, yine mahkemenin takdirine göre TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca 1/6 oranında yapılan indirimle 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan kanunun 52/2. maddesi uyarınca mahkemenin takdirine göre 20,00 TL"den hesaplanarak, sonuç cezanın 1.000,00 TL adli para cezası olarak belirlenmesine, infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 17.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara