Esas No: 2011/6108
Karar No: 2011/8073
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6108 Esas 2011/8073 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/02/2011
NUMARASI : 2007/1042-2011/51
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakan babaları M. S.’in, mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla 4 parselde bulunan 13 numaralı bağısız bölümünü muvazaalı satış işlemi ile davalı 2. eşine temlik ettiğini ileri sürerek payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalı, dava konusu bağımsız bölümün muris eşi tarafından kendisine evlilik hediyesi olarak verildiğini, mal kaçırmanın amaçlanmadığını, diğer mirasçılarına da mal verildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne yönelik kararın Dairece; “…miras bırakının diğer mirasçılara bir taşınmaz verip vermediği araştırılmış değildir. Hal böyle olunca yukarıda değinilen ilke ve olgular doğrultusunda bir araştırmanın yapılması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle mahkemece bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Hükmüne uyulan bozma ilamında araştırılması gereken hususlar duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirtilmiş ve mahkemece yapılan araştırma neticesinde de miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle mevcut mirasçılarının tümüne, davacılardan A.’e 160 ada 1 parselde 7453/30540 pay ve 130 ada 1 parsel sayılı taşınmazın çıplak mülkiyeti, 26 parsel sayılı taşınmazın 1/4’er payı S., S., S. ve A.’e temlikler gerçekleştirdiği,mirasçılara yapılan temlik tarihleri itibariyle davalı 2. eşin mirasçılık sıfatının bulunmadığı, miras bırakanın evlendiği davalı eşine sonradan çekişme konusu bağımsız bölümü temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Anılan somut bu olgu, değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde miras bırakanın gerçek amaç ve iradesinin diğer mirasçılardan mal kaçırmak olmayıp, diğer mirasçılara mal vermiş olması nedeniyle davalıya da bir şekilde temlik yaparak adaleti ve denkleştirmeyi sağlamak olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, miras bırakanın tüm mirasçılarına mal paylaştırma kastı altında temlikler yaptığı, davalıya yapılan temlikin de bu kapsamda olduğu belirlenmiş olduğuna göre davanın reddedilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
Öyleyse davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle HUMK 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,11.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.