Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları S. D."ün yaşlı ve demans hastası olması sebebi ile fiil ehliyetinin bulunmadığını, davalı Ş. Y.un annesi olan murisi kandırarak Noter"e götürüp satış yetkisini de kapsayan vekaletname tanzim ettirdiğini, bu vekaleti kullanarak murise ait bir kısım taşınmazları çocuklarına, çekişme konusu taşınmazları ise kardeşi olan davalı Z."e satış göstermek suretiyle devrettiğini ileri sürerek, tapu iptal ve mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, satışların gerçek olup, murisin fiil ehliyetinin bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların miras paylarının değerine göre, açılan davada Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, ehliyetsizlik, hile ve vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazların keşfen belirlenen toplam değerlerinin 16.172,00-TL olduğu, davacıların miras paylarına isabet eden kısmın değerinin ise 1.797,00.-TL olduğu saptanarak, davacıların hisselerinin değeri esas alınarak Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
HUMK"nun 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevi kapsamında olan haller belirtilmiştir. Yasada açıkça belirtilen haller dışında kalan ve mamelek hukukundan kaynaklanan, konusu para veya para ile ölçülebilen çekişmelerde dava konusunun değerine göre mahkemelerin görevinin tayin edileceği (HUMK. 1.md) tartışmasızdır. Dava değerinin ise, keşfen belirlenen dava tarihindeki değer olduğu ve harcın da bu değer üzerinden tahsil edileceği kuşkusuzdur
Bunun yanında 21.7.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5219 Sayılı Yasa ile 1086 Sayılı HUMK.un 8.maddesi değiştirilerek Sulh Hukuk Mahkemelerinin görev sınırı 5000-YTL.ye yükseltilmiş, 1.6.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5236 Sayılı Yasa ile HUMK.nun eklenen ek 4.maddesi göre de her takvim yılı başından itibaren geçerli olmak üzere parasal sınırların bir önceki yıl belirlenen yeniden değerleme oranında artırılacağına hükmedilmiş olup, anılan yasal düzenlemeler ve yürürlük tarihleri dikkate alındığında, 1.1.2006 tarihinden itibaren Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırının, 5000.-YTL.ye olduğu, en son dava tarihi olan 2010 yılı için ise 7.230.-TL olduğu açıktır.
Ne var ki; dava dilekçesi içeriği ile iddianın ileri sürülüş biçiminden, davadaki iptal-tescil isteğinin miras bırakan S.D."ün tüm mirasçılarının miras payına yönelik bulunduğu görülmektedir.
Bu durum karşısında; dava değerinin, davacıların paylarının değeri değil, dava konusu taşınmazların, çekişme konusu yapılan temlike konu paylarının toplamının değeri olacağı kuşkusuzdur.
Somut olayda, murise aitken, vekil tarafından davalı Z. D."e temlik edilen payların toplam değerlerinin 16.172,00.-TL olduğu saptandığına göre, anılan değerin dava tarihi itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görev sınırı içerisinde kaldığı açıktır.
Hal böyle olunca, işin esasının incelenmesi gerekirken, uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesinde bakılacağından bahisle görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin hacrın temyiz edene geri verilmesine, 07.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.