Esas No: 2011/3081
Karar No: 2011/8018
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/3081 Esas 2011/8018 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/11/2010
NUMARASI : 2009/462-2010/502
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 537 ve 538 parsel sayılı taşınmazları ihtiyacı nedeniyle satmak istediği dönemde tanıştığı davalı E.’in hile suretiyle 537 ve 706 parsel sayılı taşınmazların satış yetkisini içerir vekaleti elde ederek 706 parseli diğer davalı L.’ye düşük bedelle satış suretiyle temlik ettiğini, edimler arasında aşırı oransızlık olduğunu ileri sürerek 706 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davalı E.’e yönelik davayı takip etmediğini bildirmiştir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, dava konusu taşınmazın davacının isteği doğrultusunda ve bedeli karşılığında satışa konu edildiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı E. aleyhine açılan davanın işlemden kaldırıldıktan sonra süresi içinde yenilenmediği, diğer davalı bakımından davacı iddiasının sabit olmadığı gerekçesiyle davalı Enver’e yönelik davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı L. tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.07.2011 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat M.H. ile temyiz edilen vekili Avukat M.A.Y. geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı E.E.gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı E. yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davalı bakımından davanın reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi
asıldır. Ne var ki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda davanın Reddine denilip, gerekçeli kararda davanın Reddine, davalı E. E.hakkında açılan davanın HUMK"nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına hükmedilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 07.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.