Esas No: 2011/2967
Karar No: 2011/8017
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2967 Esas 2011/8017 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/12/2010
NUMARASI : 2009/210-2010/558
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 1139 parsel sayılı taşınmazı davalının haksız kullandığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazdaki 2 nolu dükkanı haricen satın aldığını, malik sıfatıyla yeri kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazı davalının davacının bayiinden haricen satın aldığı, satışa konu sözleşmede davacının da imzasının olduğu, harici satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı miktarın bankaya depo edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 07.07.2011 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat S. Ş. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, harici satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı değer üzerinden davalıya hapis hakkı tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, yalnızca davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının kayden maliki olduğu çekişme konusu 1139 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü davalının tarihsiz harici satış sözleşmesi ile satın almak suretiyle kullandığı belirlenmek ve harici satış bedelinin dava tarihinde ulaştığı değerin tespit edilmesi suretiyle anılan bedelin bankaya depo ettirilerek davanın kabulüne karar verilmiş olması kural olarak doğrudur. Davalının öteki temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Ancak, davalı çekişmeye konu edilen taşınmazdaki haricen satın aldığı dükkana iyi niyetli olarak zorunlu ve faydalı giderler yaptığını ve bu durumun davacı bakımından haksız zenginleşmeye sebebiyet verdiğini belirterek zararının belirlenerek tazmini savunmasında da bulunmuştur.
Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanununun 994. maddesi, 1. fıkrası, “iyi niyetli zilyet, geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebilir ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabilir” hükmünü içermektedir.
Anılan yasal düzenleme gereğince, davalının taşınmaza yaptığı zorunlu ve faydalı giderlerin de belirlenerek depo ettirilen harici satış bedeline ilavesi edilerek belirlenecek miktarın davalıya ödenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davalının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 07.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.