Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8023 Esas 2016/7706 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/8023
Karar No: 2016/7706
Karar Tarihi: 17.10.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/8023 Esas 2016/7706 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi         2014/8023 E.  ,  2016/7706 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Sanık hakkında TCK"nın 157/1, 62, 52/2 maddeleri gereğince mahkumiyet

    Dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin verilen hüküm, sanık müdafi tarafından yasal süresi geçtikten sonra eski hale getirme ve temyiz isteğinde bulunmakla, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Hüküm sanığın yokluğunda tefhim edilmiş olup sanık adına düzenlenmiş olan ve gerekçeli kararı içeren tebligat 20/10/2010 tarihinde 7201 sayılı yasanın 35.maddesine göre tebliğ edilmiş ve CMUK.nun 310/1 maddesi gereğince 1 haftalık temyiz süresi geçtiği ancak; Sanık adına (kovuşturma aşamasında sanığın bildirmiş olduğu adresine) düzenlenmiş olan ve gerekçeli kararı içeren tebligatın sanığın adresten ayrılmış olduğu belirtilerek tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine sanığın yeni adresi araştırılmadan aynı adrese 7201 sayılı yasanın 35.maddesine göre 20/10/2010 tarihinde yapılan tebliğ işlemi kanuna aykırı olduğundan,sanık müdafiinin eski hale getirme isteğinin kabulü ile sanık müdafiinin 17/10/2012 tarihli temyiz isteğinin öğrenme üzerine ve yasal temyiz süresi içinde yapılmış olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
    Suç tarihinde sanığın katılana ait işyerinden aldığı mallar karşılığı... şubesinden aldığı 07.04.2008 keşide tarihli 3.705 TL bedelli çeki verdiği, 02.04.2008 tarihinde katılanın söz konusu çeki bankaya ibrazında çekteki keşide yerinin yazılı olmaması ve çek unsuru taşımaması nedeniyle işlemini gerçekleştiremediği, daha sonra katılan tarafından ısrar edilmesine rağmen sanığın borcunu ödemediği iddia edilen olayda;
    Çekte sadece keşide yerinin bulunmaması dolandırıcılık suçunun oluştuğunun kabulü için tek başına yeterli olmadığı gibi sanığın baştan itibaren dolandırıcılık kastı ile hareket ettiğine dair bir delil de bulunmadığı, bu haliyle anlaşmazlığın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, bu nedenle dolandırıcılık suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığı dikkate alınarak sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde mahkumiyete hükmolunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 17/10/2016 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.










    Hemen Ara