Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2833 Esas 2011/7960 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2833
Karar No: 2011/7960

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2833 Esas 2011/7960 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/2833 E.  ,  2011/7960 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MANİSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 22/12/2010
    NUMARASI : 2007/125-2010/353

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanın 6 parça taşınmazdaki paylarını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, işlem tarihinde hukuki işlem yapma ehliyetinin bulunmadığını, aynı zamanda davalının hilesi ile işlemin gerçekleştirildiğini ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu iptali ile muris adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, miras bırakanın işlem tarihinde fiil ehliyetinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.                                                                                            
    Karar, davalı vekilince tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.07.2011 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat A.Ö. geldi, davetiye tebliğine rağmen  temyiz edilen vekili Avukat  gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ehliyetsizlik, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakanın çekişme konusu 6 parça taşınmazdaki paylarını bizzat 23.12.2003 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği, 17.5.2006 tarihinde öldüğü, davacı yeğenleri ile dava dışı dört yeğeninin mirasçı olarak kaldığı anlaşılmaktadır.
    Davacılar, murisin temlik tarihinde ehliyetsiz olduğunu, aynı zamanda davalının hilesi ile işlemin gerçekleştirildiğini ve yapılan temlikinde muvazaalı olduğunu ileri sürerek muris adına tescil istekli olarak eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701.-703. maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin (ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortakların tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, nevarki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda, elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır.  Öte yandan, hukuki ehliyet bakımından 2659 sayılı yasanın 7. ve 16. maddeleri gereğince nihai mercii olan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla  akit tarihinde murisin ehliyetsiz olduğuda saptanmıştır.
    O halde, öncelikle davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, kabule göre de; dava terekeye iade istekli açılmış olup, terekenin elbirliği mülkiyetine tabi olduğu ve Türk Medeni Kanununun 702/4 maddesi hükmünün eldeki davada uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek tüm mirasçılar adına tapu iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken davacıların payları oranında davanın kabul edilmiş olması da isabetsizdir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle  HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,  06.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

    Hemen Ara