Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2907 Esas 2011/7956 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2907
Karar No: 2011/7956

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2907 Esas 2011/7956 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/2907 E.  ,  2011/7956 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BEYOĞLU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/09/2010
    NUMARASI : 2008/154-2010/259

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı vasisi, davacının maliki olduğu 18 parsel sayılı taşınmazda 100/125 payını davalı şirkete satış suretiyle temlik ettiğini, işlem tarihinde davacının ehliyetsiz olduğunu, davalı şirketin ise diğer davalılara muvazaalı olarak devrettiğini ileri sürerek tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının ehliyetsiz olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalılar E.ve H. vekilince  tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.07.2011 Çarşamba günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat H.T. ile  temyiz edilen vekili Avukat Y. G. geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:  Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davalı şirket aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine, diğer davalılar E.ve H. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar E. ve H. tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişmeye konu 18 parseldeki davacıya ait 100/125 payın 28.6.2007 tarihinde vekil kıldığı dava dışı kişi tarafından davalı .... Turizm... A.Ş. ye satış suretiyle temlik edildiği, bu şirketinde edindiği bu payı müsavi oranda diğer davalı E. ve H."ya satış yoluyla 30.11.2007 tarihli akitle devrettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı A."nin vasisi S. K."in, TMK nun 462/8 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından izin almak suretiyle vekaletnamenin veriliş ve temlik tarihlerinde davacının ehliyetsiz olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, hukuki ehliyet bakımından 2659 sayılı yasanın 7. ve 16. maddeleri gereğince nihai mercii olan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla gerek vekaletnamenin verildiği gerekse akit tarihlerinde davacı A."nin ehliyetsiz olduğunun belirlendiği ve mahkemece bu olgu benimsenerek davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir.
    Hemen belertilmelidir ki; tapu sicillerinin tutulması kamu düzeni ile ilgili olup bazı prensiplere bağlıdır. Bunlardan ilki tescil, diğeri sicilin aleniliği (güvenirliliği), bir diğeri Hazinenin kusursuz sorumluluğu ve sonuncusu ise sicilin geçerli bir hukuki nedene dayanması başka bir ifade ile illetten mücerret olmamasıdır.
    Gerçekten de, sicilin dayanağının geçerli bir hukuki sebebinin bulunmaması onu TMK nun 1025. maddesinde belirtilen yolsuz tescil durumuna düşürür. Birinci el konumundaki edinenin iyiniyetli olması neticeyi değiştirmez. Nevarki; sicil kaydından sicillerin aleniliği ve güvenirliliği prensiplerine dayanarak edinen iyiniyetli iktisap eden yani ikinci el konumunda bulunan kişinin iktisabının korunacağı TMK nun 1023. maddesi gereğidir. Öte yandan, ikinci el konumundaki müktesibin sicilin dayanağını teşkil eden belgeleri incelemek zorunluluğu bulunmadığı da tartışmasızdır.
    Somut olayada, ikinci el konumunda bulunan davalılardan E. ve H."nın gazete ilanları ile satılığa çıkarılan taşınmazı emlakçı aracılığı ile satın aldıkları görülmektedir. Mahkemece de, taşınmazın ilk kayıt malikinin ehliyetsiz olduğunu bilmeden edindikleri yani iktisaplarında iyiniyetli oldukları gerekçede kabul edilmekle beraber devreye ehliyetsizliğin girmesi sebebiyle davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
    Oysa, yapılan araştırma neticesinde son kayıt maliklerinin iyiniyetli olduğu mahkemece de benimsendiğine göre TMK nun 1023. maddesi hükmü gereğince edinimin anılan yasal düzenlemenin koruyuculuğunda olacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması isabetsizdir. Diğer taraftan, karar davacı tarafça temyiz edilmemekle beraber kabule göre de; TMK nun iyiniyetli zilyede tanımış olduğu taşınmazı alıkoymayı (hapis hakkı) öngören 994. Maddesi hükmününde olayda uygulama yeri bulunmadığı halde mahkemece kendiliğinden belirlediği satış bedeli üzerinden davalılar yararına hapis hakkı tanımak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasıda doğru değildir.
    Davalılar Es.ve H."nın, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  06.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     


     

    Hemen Ara