Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4447 Esas 2016/7695 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/4447
Karar No: 2016/7695
Karar Tarihi: 17.10.2016

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/4447 Esas 2016/7695 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, emanet olarak aldığı aracı geri getirmediği gibi hasarlı bir şekilde bir yerde terk ederek ortadan kaybolduğu için güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edildi. TCK'nın 155/1, 52/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet hükmü verilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin kısmi iptal kararı uyarınca, koşullarının oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün olan TCK'nın 53. maddesi irdelenmiştir. Hüküm fıkrasında yer alan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi Kanuna aykırıdır. Bu nedenle hüküm bozulmuş ve düzeltilerek onanmıştır. Kanun maddeleri: TCK'nın 155/1, 52/2, 53. maddeleri.
15. Ceza Dairesi         2014/4447 E.  ,  2016/7695 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK"nın 155/1, 52/2, 53. maddeler gereğince mahkumiyet

    Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    5237 sayılı TCK"nın 53.maddesinin (1), (2), ve (4) numaralı fıkralarıyla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin verdiği 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı kısmi iptal kararının, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alınarak, bu hususun, koşullarının oluşması halinde infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
    Sanığın, katılandan birkaç saatliğine emaneten aldığı aracı geri getirmediği gibi hasarlı bir şekilde bir yerde terkederek ortadan kaybolduğu, böylece sanığın, güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, katılan ve tanık beyanları ile dosya kapsamına göre, suçun sanık tarafından işlendiği sabit olmakla bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının c bendinde yer alan haklardan, sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, alt soyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkartılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın c bendinde yer alan, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmek suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 17/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara