Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6830 Esas 2011/7886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6830
Karar No: 2011/7886

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6830 Esas 2011/7886 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6830 E.  ,  2011/7886 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇORLU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/03/2011
    NUMARASI : 2010/152-2011/149

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları H.’nin 1812 ve 1813 parsel sayılı taşınmazlardaki payını, davalı oğluna satış suretiyle temlik ettiğini, temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, miras payları oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, taşınmazları bedelini ödeyerek aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlardaki pay temlikinin, mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davalının, miras bırakan H.’nin oğlu, davacıların ise miras bırakanın diğer çocuklarının mirasçıları olduğu, miras bırakan H..nin paydaşı olduğu 18, 1812, 1813, 1843 ve 1844 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını 09.02.1974 tarihli resmi akitle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacıların, yapılan bu temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve bedelsiz olduğunu ileri sürerek açtıkları dava, mahkemece iddianın sübut bulduğu gerekçesiyle kabul edilmiş ise de, bu kabulün dosya kapsamına uygun düştüğü söylenemez. Zira, taşınmazların resmi akitte satış gibi gösterilmesine rağmen bedelsiz olduğunun kanıtlanmış olması, muvazaa olgusunun varlığı için başlı başına bir sebep teşkil etmez. Miras bırakanın temliklerdeki gerçek iradesinin ortaya konulması asıldır. Davacılar, dava dilekçesinde belirttikleri gibi, 24.02.2011 havale tarihli dilekçelerinde de aynı hususu tekrarlayarak, murislerine iskanen taşınmaz verilirken, davalı Bayram’ın hayatta olmadığı ve sonradan Türkiye’de doğduğunu ve nedenle kendisine bir iskan hakkı tanınmadığını, diğer mirasçıların hak sahibi olmaları nedeniyle tapuda daha fazla pay aldıklarını ve miras bırakanın bu hususları gözeterek temliki gerçekleştirdiğini dile getirmişlerdir.O halde, anılan bu beyanların davacıları bağlayacağı ve temlikin hangi subjektif sebeple yapıldığını göstereceği tartışmasızdır.Öyleyse, bu beyanlar karşısında miras bırakan H.’nin davalıya yapmış olduğu pay temliklerinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur. Muvazaalı işlem olarak nitelendirilmesi ve değerlendirilmesi de mümkün değildir.
    Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmiş olması isabetsizdir.
    Öte yandan, kabul tarzı itibariyle tescil isteği (kararı) iptali de kapsadığı halde iptal isteğinin (kararının) tescili kapsamayacağı kuralı göz ardı edilerek kısa kararda tapunun iptali denilirken, gerekçeli kararda iptal ve tescil denilmek suretiyle kısa–gerekçeli karar çelişkisi yatırılmış, ayrıca hükümden sonra tavzih yoluyla hükmün değiştirilmesine yasal olanak bulunmadığı halde, paylarda değişiklikler yapılarak, hükmün değişmesine sebep olacak tarzda tavzih kararı verilmiş olması da doğru değildir.Davalının temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara