Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6429 Esas 2011/7880 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6429
Karar No: 2011/7880
Karar Tarihi: 05.07.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6429 Esas 2011/7880 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6429 E.  ,  2011/7880 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KANDIRA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 28/12/2006
    NUMARASI : 2006/352-2006/375

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı-davalı,  davalılar adına kayıtlı 1565 parsel sayılı taşınmazın fiili taksim sonucunda davalıların kardeşine düşen 700 m2 lik bölümünü babası H.’ın haricen satın aldığını, üzerine petrol istasyonu ve binalar yaptığını, taşınmazın kardeşlerı tarafından davalılara devredildiğini, 20 yılı aşkın süredir zilyetliklerinin devam ettiğini, taşınmaz üzerindeki yapıların değerinin zemin değerinden fazla olduğunu, tapu iptal ve taşınmazların kısmen veya tamamen belirlenecek değer karşılığında adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı-Davacılar, birleşen dava ile çekişme konusu taşınmaza davalının elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemişlerdir.
    Asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; ““… anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde davacının iyiniyetli olduğunun kabulüne olanak yoktur. Kaldı ki, iyiniyetli olduğu kabul edilse bile, taşkın bölümün ifrazının olanaklı bulunmadığı bilirkişilerce bildirilmiştir. İfraz hususu kamu düzeni ile ilgili olup resen gözetilmesi zorunludur.Hal böyle olunca, temliken tescile ilişkin asıl davanın reddedilmesi, kayda üstünlük tanınmak suretiyle birleşen davanın kabul edilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılğıya düşülerek yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı-davalı E. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. 
    Dava, temliken tescil, birleşen dava çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi  asıldır.  
     Ne varki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.   İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz. Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda davanın reddine, gerekçeli kararda elatmanın önlenmesi ve yıkım davalarının kabulüne, tapu iptal tescil davasının reddine denilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,  05.07.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara