Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6517 Esas 2011/7879 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6517
Karar No: 2011/7879

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6517 Esas 2011/7879 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6517 E.  ,  2011/7879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EDREMİT 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/05/2010
    NUMARASI : 2010/183-2010/349

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 1.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen  25.05.2010 gün ve  2010/183 esas, 2010/349 karar sayılı  hükmün  bozulmasına ilişkin olan  26.1.2011 gün ve 13303-749  sayılı kararın düzeltilmesi süresinde  davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava ve birleşen dava, tapu iptal ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup, önceden yerel mahkemece kurulan hükmün temyizi üzerine 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddinin doğru olduğu, ancak dava tarihinde Hazine’nin davasında haklı olduğu bu nedenle davalı tarafın yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş olup, bozma ilamına uyulduktan sonra davanın hak düşürücü süreden reddine karar verilmiş, bu defa 19.01.2011 tarihinde yürülüğe giren 6099 Sayılı Yasanın 16. maddesiyle  3402 Sayılı Yasanın 36. maddesi hükmüne bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulup tutulamayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekçesiyle kararın bozulduğu görülmüştür.
    Gerçekten de işin esası bakımından 5841 Sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve henüz Resmi Gazetede yayınlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve 2011/27 sayılı karar ile iptal hükmünün de eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, davanın kısmen veya tamamen kabulü halinde de, 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa hükümleri de gözetilerek taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Davacı Hazinenin, karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 26.01.2011 tarih 2010/13303 esas-2011/749 karar sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 25.05.2010 tarih,2010/183 esas-2010/349 karar sayılı kararının açıklanan gerekçelerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,   05.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara