Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2171 Esas 2011/7827 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/2171
Karar No: 2011/7827

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/2171 Esas 2011/7827 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/2171 E.  ,  2011/7827 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : MARMARİS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/10/2010
    NUMARASI : 2009/244-2010/502

    Taraflar arasında görülen davada; 
    Davacı, davalı adına kayıtlı 150 ada 48 parsel  sayılı taşınmazın yaklaşık 225.75 m²"lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürüp, tapu iptali ve varsa muhdesatın yıkımını istemiştir.
    Davalı, çekişmeli taşınmazın ilk tesisinin hükmen tescil ilamına dayalı olması ve Hazinenin taraf bulunması nedeniyle ortada kesin hükmün söz konusu olduğunu, kıyı kenar çizgisinin de mahkemece belirlenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, "dava konusu taşınmazın 237.90 m²"lik kısmının kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.07.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat O. Ö. geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen Hazine vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, 3621 sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, taşınmazın bir bölümünün kıyıda kaldığı gerekçesiyle tapunun iptaline karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 150 ada 48 parsel sayılı taşınmazın, kadastroca, 23.03.1987 tarih 3 sıra nolu tapu kaydı esas alınarak ve tescil haritası uygulanarak davalı adına 31.01.1991 tarihinde yapılan tespitinin 27.9.1994 tarihinde kesinleşerek davalı adına tescil edildiği, tespite esas alınan tapu kaydının, Marmaris Asliye Hakuk Mahkemesinin 29.12.1977 tarih ve 115-206 sayılı, Hazinenin de taraf olduğu tescil ilamı ile oluştuğu anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki; öncelikle çözüme kavuşturulması gereken hususun, "HUMK."nun 237.maddesinde düzenlenen kesin hüküm oluşup oluşmadığı" noktasında toplandığı kuşkusuzdur. Kesin hükümden söz edilebilmesi için, kesinleşen hükümdeki taraflarla, dava konusunun ve dava sebebinin aynı olması gerekeceği tartışmasızdır.
    Bilindiği üzere; Türk  Medeni Yasasının 713 (eski Medeni Yasanın 639.maddesi) maddesine göre zilyetliğe dayanan tescil davaları Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliğine karşı açılır. Bunun nedeni ise, Hazinenin arzın tabi maliki olması ve 743 sayılı Medeni Yasada 9.3.1954 tarihinde 6333 sayılı Yasa ile yapılan değişikliktir. Kaldı ki, bu kural 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 713.maddesinde de aynen benimsenmiştir.
    Öte yandan, kıyılar kamunun ortaklaşa yararlandığı, yerler olup, özel mülkiyete konu teşkil etmezler. (Anayasa md. 43, 3402 sayılı Yasa md. 16/C)
    Ne varki, Hazinenin de tarafı olduğu bir ilam ile taşınmazın özel mülkiyete konu teşkil ettiği benimsenerek bir tescil hükmü kurulur ve taşınmaz hakkında bir sicil kaydı tesis edilirse, artık bu kararın  Hazineyi bağlamayacağından söz edilemez. Ayrıca, kesin delilin de aynen kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı tartışmasızdır.
    Somut olay, bu ilkeler ışığında değerlendirildiğinde; tespite esas alınan tapunun tescil ilamı ile oluştuğuna, davalının tescil ilamını alan kişinin halefi olduğuna göre, ilamın iki tarafı da bağlayacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, yerinde yeniden keşif  yapılarak tespit dayanağı tapunun eki tescil krokisinin yerine uygulanması, çekişmeli taşınmazın tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması, kıyı kenar çizgisi içerisinde ve ancak tescil krokisi kapsamında kalan kısımla ilgili kesin delilin varlığı gözetilerek davanın reddedilmesi, kıyı kenar  çizgisi içerisinde ve tescil krokisi kapsamı dışında kalan bölümle ilgili olarak kabul kararı verilmesi gerekirken, değinilen yön üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,  01.07.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

     

    Hemen Ara