Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 608 parselde bulunan evin ve içindeki eşyaların maliki olduğunu, davalıların sık sık gelip rızası hilafına taşınmazda kaldıklarını, bu arada bazı eşyalarını bıçaklayarak, kırarak zarar verdiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve tazminat istemiştir.
Davalılar, dava konusu evi işgal etmelerinin söz konusu olmadığını, davadan önce taşınmazı boşalttıklarını, eşyalara zarar vermediklerini bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına, davalılar A... Ve D... Hakkındaki tazminat isteğinin reddine, davacının eşyalarına davalı N..."in zarar verdiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davalı N... hakkındaki tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat isteklerine ilişkindir. Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteği bakımından konusu kalmadığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına, tazminat isteğinin davalı N... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar bakımından reddine karar verilmiştir.
Davacı, maliki bulunduğu taşınmaz üzerindeki evde davalıların zaman zaman bir süreliğine kalmak suretiyle işgal ettikleri ve eşyalarına zarar verdikleri iddiasıyla eldeki davayı açmıştır.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 608 parsel sayılı taşınmazı davacının 16.7.2001 tarihinde satın alma yolu ile edindiği kayden sabit olup, davalıların çekişmeli taşınmazı dava tarihinden önce terkettikleri ve kullanımlarına son verdikleri dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
O halde, dava tarihi itibariyle davalıların bir elatma olgusu bulunmadığına göre elatmanın önlenmesi isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş olması doğru değildir.
Diğer taraftan, davalı N... hakkında bilirkişi raporu ile belirlenen ve mahkemece benimsenen tazminata karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur, ancak sadece bu davalının kabul edilen tazminat miktarı üzerinden yargılama giderine mahkum edilmesi gerekirken elatmanın önlenmesi bakımından da davalıların tümünün yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuş olması isabetsizdir.
Davalıların, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 30.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.