Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4307 Esas 2011/7733 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4307
Karar No: 2011/7733

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/4307 Esas 2011/7733 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/4307 E.  ,  2011/7733 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SERİK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/03/2010
    NUMARASI : 2006/495-2010/123

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, çekişme konusu taşınmazlara ilişkin olarak yapılan ikinci ve üçüncü imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini, bu uygulamalarla oluşan parsellere ilişkin tescilin  yolsuz  olduğunu ileri sürerek, ilk imar  uygulaması neticesinde oluşan çap kaydına dönülmesi isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davalı belediye vekili ve davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.Dava ve birleştirilerek görülen davalar, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptalinden kaynaklanan yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil  isteğine ilişkindir.
    Mahkemece,  davanın reddine karar verilmiştir.
    Gerçekten de, davalı Tapu Sicil Müdürlüğünün davada husumet ehliyeti bulunmadığından, HUMK"nun 38. maddesi gereğince hakkındaki davanın husumetten reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
    Ancak, davacının paydaşı olduğu 529,530,531 sayılı  kadastral parsellerin,Serik Belediye Encümeni"nin 21.02.1989 tarih 165 sayılı kararı ile 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesi gereğince ilk imar işlemine tabi tutularak, çekişme konusu    92 ada 1, 96 ada 1,102 ada 1, 103 ada 1, 104 ada 1, 107 ada 1 ve 111 ada 1 sayılı  imar parsellerinin oluştuğu, oluşan bu imar parsellerinin davacı ile birlikte dava dışı kişilere özgülendiği ve adlarına sicil kaydı oluştuktan sonra,  oluşan bu imar parsellerin Bogazkent Belediye Encümeninin 12.06.2003 tarih 47 sayılı  kararı ile ikinci imar uygulamasına tabi tutulduğu, oluşan yeni imar parsellerinde yeniden Bogazkent Belediye Encümeninin 07.007.2005 tarih 79 sayılı  kararı ile üçüncü kez 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesi gereğince imar uygulamasının gerçekleştirildiği, 2. ve 3. uygulamasıyla oluşan parselin bu kez çok sayıda dava dışı kişi adına özgülendiği ve adlarına sicil kaydının oluştuğu, ancak yapılan ikinci ve üçüncü imar uygulamasına ilişkin idari işlemin,  İdari Yargı Yerinde iptal edildiği dosya kapsamıyla sabittir. Davacı, halen ayakta olan ilk imar uygulaması neticesinde oluşan çap kaydına dönülmesi talebiyle eldeki davayı açmıştır,.
    Gerçekten de, 2. ve 3. imar uygulamasının iptal edilmesi nedeniyle ilk imar işleminin ayakta olduğu,  2. ve 3. imar sonucu oluşan çap kayıtlarının mesnedi olan idari işleminde iptali neticesinde imar parsellerinin hukuki dayanaktan  (illetten)yoksun kaldığı ve böylece TMK"nun 1025.maddesinde belirtilen yolsuz tescil durumuna düştüğü açıktır.
    Eldeki davanında bu sebeple açıldığı gözetildiğinde, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılacak iptal ve tescil davasının kayıt malikine karşı açılması gerektiği tartışmasızdır.
    Oysa, eldeki davada, 2. ve 3. imar uygulamasıyla kayıt maliki oldukları anlaşılan dava dışı kişilere davada yer verilmediği, onlara husumet yönetilmediği bir başka ifadeyle taraf teşkilinin sağlanmadan neticeye gidildiği anlaşılmaktadır.
    Öyleyse, dava dışı olan kayıt maliki kişilere yönelik dava açılması bakımından davacıya olanak tanınması, açıldığı takdirde HUMK"nun 45.maddesi gereğince eldeki dava ile birileştirilmesi ve imar çap kaydı yolsuz tescil durumuna düştüğü gözetilerek bir karar verilmesi gerekiken yanılgılı değerlendirmeyle ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, öncelikle 2. ve 3. imar uygulamasıyla oluşan imar parsellerinin  tüm kayıt kayıt maliklerinin davada yer almalarının sağlanması, bu usulü eksiklik giderildikten sonra, işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, usulen  taraf teşkili sağlanmaksızın işin esası yönünden yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması   doğru değildir. 
    Davacının ve davalı belediye"nin, temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   29.06.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara