Esas No: 2011/6505
Karar No: 2011/7657
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6505 Esas 2011/7657 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BODRUM 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2010
NUMARASI : 2010/95-2010/552
Taraflar arasındaki davadan dolayı Bodrum 1. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 17.06.2010 gün ve 2010/95 esas, 2010/552 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan 20.12.2010 gün ve 12567-13659 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı Hazine vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:Dava, tapu iptal ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup, önceden yerel mahkemece “kesin hüküm nedeniyle davanın reddine” ilişkin hükmün temyizi üzerine “HUMK’nu 237. maddesinde düzenlenen kesin hükmün varlığından sözedilemeyeceğinden 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca belirlenecek kıyı kenar çizgisine göre çekişmeli taşınmazın kıyıda kalıp kalmadığının saptanması” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda “çekişmeli taşınmazın 195 m2’lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı saptanarak terkinine ilişkin hükmün ” temyizi üzerine “…davanın kısmen kabulüne karar verildiğine göre kabul ve red oranı gözetilerek taraf vekillerine avukatlık ücreti hükmedilmesi gerektiği ” gerekçesiyle yapılan bozma ilamına uyularak kurulan hükmün karar düzeltme incelemesinde “14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca hak düşürücü süreden dolayı davanın reddi ”gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda kurulan hükmün ise “ dava reddedildiğine göre tüm yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiği” gerekçesiyle bozulduğu görülmüştür.
Gerçekten de, işin esası bakımından 5841 Sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve henüz Resmi Gazetede yayımlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve 2011/27 sayılı karar ile iptal hükmünün de eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesinin anılan kararı nedeniyle işin esası yönünden bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
Davacı hazinenin karar düzeltme isteğinin H.U.M.K."nun 440. maddesi hükmü uyarınca kabulü ile Dairenin 20/12/2010 tarih, 2010/12567 Esas-2010/13659 sayılı bozma kararının ortadan kaldırılmasına, mahkemenin 17/06/2010 tarih, 2010/95 Esas- 2010/552 sayılı kararının açıklanan gerekçelerle bozulmasına HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.