Esas No: 2011/6845
Karar No: 2011/7608
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6845 Esas 2011/7608 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/12/2009
NUMARASI : 2007/672-2009/844
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı F... F... adına kayıtlı 105 parselin 247.10 m2 lik kısmının kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını ileri sürerek, bu kısmın tapusunun iptali ile üzerindeki balkonun yıkımına karar verilmesini istemiştir, yargılama sırasında taşınmazın temliki nedeniyle yeni malik aleyhine davayı sürdürmüştür.
Davalı, kesin hüküm itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 3402 Sayılı Yasa’nın 5841 Sayılı Yasa ile değişik 12. maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de işin esası bakımından 5841 Sayılı Yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih 2009/31 E. 2011/77 K. sayılı kararı ile iptal edilmiş ve henüz Resmi Gazetede yayımlanmadığı için bu defa aynı tarih aynı esas ve 2011/27 sayılı karar ile iptal hükmünün de eldeki davalara uygulanmak üzere yürürlüğünün durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararından sonra doğru olduğu söylenemez.
Bu durum karşısında işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı birliştirme Kararına göre belirlenen veya belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır. Diğer taraftan davalının dayandığı tescil ilamı ile tapu oluştuğuna göre, öncelikle tescil ilamının dayanağının TMK"nun 719. ve 3402 Sayılı Yasanın 20. maddesi hükmü uyarınca kapsamının saptanması ve belirlenen durumun krokiye yansıtılması, kayıt kapsamının veya bir bölümünün kıyı kenar çizgisine göre kıyıda kaldığının anlaşılması halinde kararın tarafı olan Hazineyi bağlayacağının düşünülmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
Davacı Hazine’nin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.