Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6840 Esas 2011/7467 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6840
Karar No: 2011/7467

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6840 Esas 2011/7467 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İçtihat metni incelenen mahkeme kararı, bir tapu iptali ve kayıt terkini davasına ilişkindir. Mahkeme önceden yerel mahkeme tarafından verilen kararı onamıştır çünkü davanın açıldığı tarihten itibaren geçen hak düşürücü süre yürürlükte olan yasaya göre dolmuştu. Ancak, sonradan Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen yasa değişiklikleri nedeniyle kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durumda kesin karar verilememişti. Bu nedenle, İçtihadı Birleştirme Kararı ve yasal düzenlemeler uyarınca karar verilmek üzere hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri ise 5841 Sayılı Yasa'nın 12/3 maddesi ve 3402 Sayılı Yasa'nın 36/A maddesidir.
1. Hukuk Dairesi         2011/6840 E.  ,  2011/7467 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : EDREMİT 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/07/2009
    NUMARASI : 2007/676-2009/467

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Edremit 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 23.7.2009 gün ve 2007/676 esas, 2009/467 karar sayılı hükmün bozulmasına ilişkin olan  10.2.2011 gün ve 13052-1102 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, tapu iptali ve kayıt terkini isteğine ilişkin olup, önceden yerel mahkemece kurulan hükmün temyizi üzerine, “Gerçekten de, kadastro tespit tarihi ile dava tarihi arasında 14.3.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa"nın 12/3.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin geçtiği saptanarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazinenin öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Diğer taraftan, yargılama sırasında yürürlüğe giren 11.1.2011 tarih ve 6099 Sayılı Yasanın 16.maddesiyle değişik 3402 Sayılı Yasanın 36/A maddesinde; “... yargılama giderlerinin davalıya yükletilemeyeceği...” hükmünün getirilmiş olması karşısında, yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılması da doğrudur. Öte yandan; kural olarak davacının davasında haksız çıkmış olması halinde, davalı lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti tayini gerekeceği açıktır. Ne varki, genel kuralın istisnası olarak hak düşürücü sürenin hukuki niteliği, yerleşik Yargıtay kararları ve yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişikliği hususları birlikte gözetilerek, davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine avukatlık ücreti tayin edilip edilemiyeceğinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar bir verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır” gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına karşı karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur.
    Gerçekten de, işin esası bakımından 5841 sayılı yasanın yürürlüğü döneminde davanın hak düşürücü süreden reddedilmiş olması doğrudur. Ancak, anılan yasa Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih, 2009/31 esas, 2011/77 karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve henüz resmi gazetede yayımlanmadığı için bu defa aynı tarih, aynı esas ve 2011/27 karar ile iptal hükmünün eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verilmiştir..
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 sayılı yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün verildiği tarih itibariyle doğru olduğu düşünülse de, meydana gelen Anayasa değişikliğinden sonra doğru olduğu söylenemez.
    Bu durum karşısında, işin esasının 28.11.1997 tarih, 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre belirlenecek olan kıyı kenar çizgisine göre çözüme kavuşturulacağı açıktır.
    Hal böyle olunca; anılan içtihadı birleştirme kararı ve yasal düzenlemeler doğrultusunda karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.
    Davacı hazinenin karar düzeltme isteğinin HUMK’nun 440 maddesi gereğince kabulüne, dairenin 10.02.2011 tarih, 2010/13052 Esas, 2011/1102 Karar, sayılı bozma kararının Ortadan Kaldırılmasına, Mahkemenin 23.07.2009 tarih, 2007/676 Esas, 2009/467 Karar sayılı kararının açıklanan bu nedenlerle, HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.06.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara