Esas No: 2011/5065
Karar No: 2011/7466
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5065 Esas 2011/7466 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İZMİR 7. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/12/2010
NUMARASI : 2009/575-2010/414
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 2566 ada 29 parsel sayılı taşınmazın Kadı İlyas Bey Vakfından olup, pay maliklerine ulaşılamadığından 2008 yılında davalının kayyım tayin edildiğini, taşınmazın 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi uyarınca mahlulen vakfına intikal ettiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile vakfı adına tesciline ve kayyım tayini kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu taşınmazın İzmir Büyükşehir Belediyesince kamulaştırıldığını, maliklerin yaşamadıklarının ispatı gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın aslının vakıf Olup 5737 Sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince mahlulen vakfına intikal ettiği, tescil yönünde hüküm kurulduğuna göre kayyımlığın kaldırılması talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı Vakıflar İdaresi çekişmeli 29 parsel sayılı taşınmazın aslının vakıf olduğunu, malikinin bulunamaması nedeni ile taşınmaza kayyım atandığını ve tapu kaydında vakıf şerhinin olması hallerinde Defterdarın kayyım olarak atanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, kayyımlık kararı kaldırılarak, taşınmazın vakfı adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne, kayyım ile ilgili dava konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; gerçekten çekişmeli taşınmazın A.. Oğlu H..., F... M..., F... kızı S...ve F...karısı Z... adına kayıtlı olduğu, ancak; şerh bölümünde taşınmazın aslının vakıf olduğu ve mukataalı taşınmaz niteliğinde bulunduğunun açıklandığı, bu taşınmazın dava dışı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından 20.07.2006 tarihinde kamulaştırılmasına karar verildiği, kayyıma tebligat ve dava yöneltilerek İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 04.02.2010 tarih ve 2009/284 Esas, 2010/24 sayılı kararıyla taşınmazın kamulaştırılan idare adına tesciline, taşınmazın mülkiyeti çekişmeli olduğundan bankaya bloke edilen kamulaştırma bedelinin ileride belirlenecek hak sahibine ödenmek üzere vadeli hesaba aktarılmasına karar verildiği, anılan kararın derecattan geçerek kesinleştiği, böylece mülkiyetin Türk Medeni Kanunun 705. maddesi uyarınca İzmir Büyükşehir Belediyesine geçtiği anlaşılmaktadır.
İddianın açıklanan içeriği ve gerçekleşen yargısal süreç gözetildiğinde, eldeki davanın 5737 sayılı Vakıflar Kanununun 30. maddesi ile ilgili değil, 17. maddesi ile ilişkili olduğu, koşulların oluşması halinde taşınmazın vakfına dönmesi gerektiği, ne var ki kamulaştırıldığına göre eldeki davanın kamulaştırma öncesi mülkiyetinin vakfına aidiyetinin saptanması davasına ve artık vakfın hakkının da alacağa (kamulaştırma bedeline ilişkin olacağı) dönüştüğü kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; yukarıda özetlenen hükümler ve ilkeler gözetilmek suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının, bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.