Arsa Tahsisi Şart Ve Şekilleri - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5394 Esas 2011/7444 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5394
Karar No: 2011/7444
Karar Tarihi: 23.06.2011

Arsa Tahsisi Şart Ve Şekilleri - Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5394 Esas 2011/7444 Karar Sayılı İlamı

 

 

1. Hukuk Dairesi 2011/5394 E., 2011/7444 K.

1. Hukuk Dairesi 2011/5394 E., 2011/7444 K.

  • ARSA TAHSİSİ ŞART VE ŞEKİLLERİ

 

  • 775 S. GECEKONDU KANUNU [ Madde 25 ]

"İçtihat Metni"

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;

Davacı, 775 Sayılı Yasa ve uygulama yönetmeliği hükümleri uyarınca arsa tahsisi yapılan dava dışı kooperatife, davalının anılan yasanın 25.maddesinde öngörülen koşulları taşıdığına dair beyanı üzerine üye kaydedilip, bilahare 4189 ada 1 sayılı parselde kat mülkiyeti tesis edilerek davalı adına F blok 19 nolu bağımsız bölümün tescil edildiğini, ancak davalının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu ileri sürerek, tapu iptali; bozması sonrası açılıp birleştirilen davasında da tapu iptali ve Hazine adına tescil istemiştir.

Davalı, iddiaların doğru olmadığını, yasal koşulları taşıdığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

Davanın reddine dair önceden verilen karar, Dairece; "...öncelikle davacı idareye iptali istenen yerle ilgili tescil davası açması için önel verilmesi, açtığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra davanın kabulüne karar verilmesi..." gereğine değinilerek bozulmuş ise de mahkemece eski kararda direnilmesine ve davanın reddine karar verilmiş ve bu kararın Hukuk Genel Kurulunun 06.05.2009 tarih 1-82/161 sayılı kararıyla "...mahkemece yapılacak iş, dava dilekçesinde salt tapunun iptali talebinde bulunulduğu gözönünde tutularak, davacıya dava konusu taşınmazla ilgili ayrı bir tescil davası açması ya da tapunun iptaliyle beraber adına tescili yönünde davanın ıslah yoluyla düzeltilmesi için önel verilmesi, ıslah ya da ek dava yoluyla tescil talebinde bulunulması durumunda davanın esastan karara bağlanması, aksi takdirde iptal yanında tescil isteminde bulunulmadığından, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinden ibarettir..." gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak yeniden yapılan ve açılan tescil davasının birleştirilerek görülen yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S…

….. T…

…….."in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.

-KARAR-

Asıl dava, tapu iptali; birleşen dava ise tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.

Mahkemece, davanın reddine dair önceden verilen kararın Dairece bozulması ve akabinde verilen direnme kararının da Hukuk Genel Kurulu tarafından " …

…dava dilekçesinde salt tapunun iptali talebinde bulunulduğu göz önünde tutularak, davacıya dava konusu taşınmazla ilgili ayrı bir tescil davası açması ya da tapunun iptaliyle beraber adına tescili yönünde davanın ıslah yoluyla düzeltilmesi için önel verilmesi, ıslah ya da ek dava yoluyla tescil talep edilmesi halinde davanın esastan karara bağlanması; aksi takdirde iptal yanında tescil istenilmediğinden davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi…

…" gerektiği gerekçesiyle bozulması üzerine, bozma ilamına uyularak ve iptal tescil isteğiyle açılan davanın birleştirilerek görülmesi sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.

Dairenin daha önceki bozma kararında belirtildiği üzere; çekişme konusu 1 parsel sayılı taşınmazdaki 19 nolu bağımsız bölümün 775 sayılı Yasanın 25. maddesi hükmü gereğince davalı adına tahsisen tescil edildiği dosya kapsamıyla sabittir.

Hemen belirtilmelidir ki; genelde 775 sayılı Yasa, özelde aynı yasanın 25. maddesi hükümleri gereğince tahsisen hak sahibi olunabilmesi anılan yasa hükümlerindeki koşulların oluşmasına bağlıdır. Söz konusu yasal düzenlemeler kentlerdeki gecekondulaşmayı önlemek ve bu suretle oluşan sağlıksız şehirleşme ve yapılaşmayı ıslah etmek amacına yöneliktir.Ancak, bu nitelikteki bir yerde gecekondu sahipleri yada o çerçeve içerisinde yaşamını sürdürenler yönünden yasanın uygulama yeri bulacağı kuşkusuzdur.Diğer taraftan yine anılan yasa hükümleri gereğince hak sahibi olmanın bir diğer şartı da yoksul ve dar gelirli olmaktır.

O halde, tahsis tarihi olan 5.6.1997 tarihi itibariyle hakim olan davalının yoksul ve dar gelirli bir kişi olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Ayrıca dosyada mevcut olan 31.3.2004 tarihli müfettiş raporunda ifade edildiği üzere, davalı 775 sayılı Yasanın 25. maddesinde öngörülen koşullara sahip değildir.

Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu üzere aksi yönde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.

Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara