Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6486 Esas 2011/7410 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6486
Karar No: 2011/7410

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6486 Esas 2011/7410 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6486 E.  ,  2011/7410 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GELİBOLU ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/02/2010
    NUMARASI : 2006/427-2010/34

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar,Gelibolu Tapulama Mahkemesinin 18.09.1985  tarih,1979/125 esas,1985/78    karar  sayılı  ilamı  ile  785  parsel  sayılı  taşınmazın 30.335  m2  olarak  adlarına  tesciline  karar  verildiğini, anılan  ilamın  06.07.1989 tarihinde  kesinleşmesine  rağmen  tapu  sicil  müdürlüğünce  itirazlı  olan  784, 1499 ve 1500 parsellerin  usulsüz  olarak  kesinleştirilmesi   ve  ifraz  suretiyle  davalılar  adına   tescili  yapıldığından  infaz  edilemediğini, davalıların  iyiniyetli   olmadıklarını  ileri   sürerek, Tapulama Mahkemesinin  ilamı  ile  belirlenen 785  parsel   içinde   kalan   davalılara   ait   toplam  26  parça   taşınmazın  tapu   kayıtlarının  iptali  ile  iptale karar  verilecek  bu  kısımlar  ile yeşil  saha, yol ve  otopark  olarak  ayrılan  kısımların  adlarına  tesciline  karar  verilmesini  istemişler, aşamalarda  3352  parsel  yönünden  davalarından  feragat  ettiklerini  bildirmişlerdir.
    Bir  kısım davalılar, çekişme  konusu  taşınmazları  tapu kaydına  güvenerek  satın   aldıklarını, iyiniyetli  olduklarını, tapu  kayıtları  üzerinde  kısıtlayıcı  herhangi bir  şerh  bulunmadığını  belirterek  davanın  reddini  savunmuşlar, bir  kısım  davalılar ise  savunma   getirmemişlerdir.
    Davanın  reddine   dair  verilen  karar, Dairece " kesinleşen  mahkeme  ilamının  uygulanması  yasal  zorunluluk   ise  de; eldeki  davada  davacılar   yararına  oluşan  kesinleşen  ilamın  tarafı  olan  davalıların  değiştiği, bu  bakımdan  ilama  konu  davalılar  yönünden  infaz  olanağının  ortadan kalktığı, bu  durumda  davacının  eldeki  davayı  açmakta   hukuki   yararının bulunduğu, hal  böyle  olunca; iptali  istenen  kayıtlardan 3341 parselin  yargılama   sırasında  el  değiştirdiği de  dikkate  alınarak  yeni kayıt maliki R. İ.  A."nın  davada  yeralması  sağlandıktan  sonra  dava  dayanağı  kesinleşen  ilama  değer  verilmek  suretiyle  davanın  kabulüne  karar  verilmesi  gerektiği"  gereğine  değinilerek  bozulmuş, mahkemece  bozmaya  uyularak  davanın  kısmen  kabulüne  karar  verilmiştir.
    Karar, davacılar  vekilleri, bir  kısım  davalılar  vekilleri  ile  bir  kısım davalılar  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. Mahkemece, hükmüne  uyulan  bozma  ilamında  belirtilen  hususlar  doğrultusunda işlem  ifa  edilerek   davanın  kabulüne   karar  verilmiş  olmasında  kural  olarak  bir  isabetsizlik  yoktur. Tarafların  bu  yöne  ilişkin  tüm  temyiz   itirazları  yerinde  değildir.Reddine.
    Öteki  temyiz  itirazlarına  gelince; hükümle  birlikte  32/144 pay  verilen  davacı  R. G."ın yargılama   sırasında  dosya  arasına  alınan  nüfus  kaydına göre, hükümden  önce  22.11.2009  tarihinde   öldüğü  halde  mirasçılarının  davada  yeralmalarının sağlanmamış  olması  ile  Türk  Medeni  Kanununun 28.  Maddesi ve  doğru  sicil  oluşturma  ilkesi  gözardı    edilerek  ölü  kişi  adına  tescile  karar  verilmiş  olması doğru  değildir.Öte yandan yargılama  sırasında davacıların  3352  parsel  maliki  olan  davalı  N... E... hakkındaki  davalarından  feragat  ettikleri  ve  03.08.1998  tarihli  celsede  bu  davalı  yönünden  dosyanın  tefrik  edilmesine  karşın  sonradan  tevhit   erildiğine  dair  bir  bulgu  da   dosya  arasında  yeralmadığı halde  tefrik  kararı   verilen  davalı  N... E... yönünden  davanın   feragat sebebi  ile  reddine  karar  verilmesi  de  isabetsizdir.
    Ayrıca, davacılar  aynı  hukuki sebebe  dayalı  olarak  tek bir  dava  açtıkları  ve  aralarında  zorunlu  dava  arkadaşlığı  bulunduğu, bu  sebeple  davacılar  yararına  tek vekalet  ücretinin  hüküm   altına  alınması  gerekirken  her  bir  davacı  yararına  ayrı  ayrı  avukatlık   parasına   hükmedilmesi de  yerinde  görülmemiştir.
    Tarafların  bu  yönlere  ilişkin temyiz  itirazları  yerindedir. Kabulü  ile  hükmün  açıklanan  nedenlerle  HUMK"nun 428.  maddesi  gereğince  BOZULMASINA, alınan  peşin harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine,23.06.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi.

    Hemen Ara