Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5309 Esas 2011/7393 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5309
Karar No: 2011/7393

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5309 Esas 2011/7393 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, tapuda yapılan isim tashihi sonucu taşınmazın kendilerine ait olduğunu iddia ederek tapu iptali istemişlerdir. Hazine de müdahil olmuştur. Mahkeme, kayıt maliki G...'in iyiniyetli olmadığı ve kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak, diğer davalılar B..., P... ve İ... ile ilgili pasif husumet yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmemiş ve tüm davalılar yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmuştur. Bu nedenle, beraat kararı verilmesi gerektiği belirtilen diğer davalıların temyiz itirazları kabul edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 1023. maddesi ile HUMK'nun 428. maddesi kararda yer almıştır.
1. Hukuk Dairesi         2011/5309 E.  ,  2011/7393 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÜSKÜDAR 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 18/02/2010
    NUMARASI : 2009/265-2010/50

    Taraflar arasında görülen davada;  
    Davacılar, 42 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kök miras bırakanları C.. Kızı F... Adına kayıtlı iken, davalılar tarafından açılan tapuda  isim tashihi davası sonucu taşınmazın F...  O... Adına tescil ettirilerek, mirasçıları adına intikalinden sonra davalı G...’e satış suretiyle temlik edildiğini, taşınmazın kendi miras bırakanlarına ait olup, yapılan işlemlerin ve tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapunun miras payları oranında iptal ve tescilini istemişler. Hazine müdahale talebinde bulunup, davanın kabulünü talep etmiştir.
    Davalılardan G..., iyiniyetli malik olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuş; diğer davalılar davaya yanıt vermemişlerdir.
    Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “... kayıt maliki G... V...’ın iyiniyetli olduğunu, dolayısı ile Türk Medeni Kanununun 1023.maddesinin koruyuculuğu altında bulunduğunu kabule olanak bulunmadığı gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesi  gerektiği” gerekçesiyle bozulmuş,Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda  davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.01.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden B... O... Vd. vekili Avukat M... A... İle diğer temyiz eden davalı G... V... Vekilleri Avukat N... E... Ve Avukat A... C... T... İle yine temyiz eden Hazine vekili Avukat H... G..., temyiz edilen davacı vekili Avukat M... S... T... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi  tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkin olup,Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davalı G...’in iyiniyetli olmadığı,halin icapları vechiyle kendisinden beklenen özeni sarfetmemiş olması itibariyle  kanunen iyiniyet  iddiasında bulunamayacağı, Türk Medeni Kanununun 1023.maddesi koruyuculuğundan  yararlanamayacağı gözetilmek suretiyle,  çekişmeli taşınmazın  kayıt maliki davalı G... Yönünden davanın  kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.Davalı G..."in temyiz itarazları yerinde değildir, reddine.
    Diğer davalılar B... , P... Ve İ..."ın temyizine gelince;bozma ilamında da değinildiği gibi taşınmazın tapu maliki F. ile sahtecilik yoluyla adına sicil kaydı oluşturalan F... O..."ın aynı kişiler olmadıkları hükmen sabit olup, yine  F... O... adına  sicil  kaydı  oluştuktan  sonra taşınmazı adlarına intikal ettirdikten sonra davalı G...’e satan kişilerin, eldeki davada F... O... İsimli kişinin gerçek mirasçıları olan davalılar B..., P... Ve İ... "ın ile aynı kişiler olmadıkları, adı geçen davalıların miras bırakanları F... O... İle kendilerinin isimlerinin sahte işlemlerle sicile yansıtıldığı, nitekim, bu olay nedeniyle yürütülen ceza soruşturmasında, davalılar B..., P... Ve İ... Hakkında, Üsküdar C.Başsavcılığın 2005/27970 soruşturma nolu ek kararıyla, şüpheliler B..., P... Ve İ..."ın adlarına çıkartılan belgelerdeki fotoğrafların farklı olduğu, tanıklarla yüzleştirmede de, bu kişilerin adlarını kullananarak müştekilere (eldeki davanın davacılarına) karşı suç oluşturan eylemleri gerçekleştiren şahısların bu şüphelilere benzemedikleri, haklarında kamu davası açmaya yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, müştekilerin itirazı reddedilerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Bu durumda, olayın oluşumunda her hangi bir şekilde yer almayan davalılar B. P. ve İ."a husumet yöneltilmesinin doğru olduğu söylenemez.
    Hal böyle olunca,davalılar B..., P... Ve İ... hakkındaki davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus üzerinde durulmaksızın, diğer davalı G.ile birlikte yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları  doğru değildir.
    Davalılar B..., P... ve İ..."ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedene hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekilleri için 825.00.-"şer TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.06.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 

     

    Hemen Ara