Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6223 Esas 2011/7249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6223
Karar No: 2011/7249
Karar Tarihi: 20.06.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6223 Esas 2011/7249 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6223 E.  ,  2011/7249 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/02/2011
    NUMARASI : 2009/262-2011/74

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden paydaşı olduğu 1624 (yenileme ile 2462 ada 9) parsel sayılı taşınmazın bir bölümünü diğer paydaşlardan olan davalının demir kazık ile çevirmek suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalı dava konusu taşınmazda paydaş olduğunu, özel parselasyon sonucu payına özgülenen yeri kullandığını bildirip, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar “önceki araştırma bozmasında uyuşmazlığın niteliğine değinildikten sonra çekişmenin çözümünün ne olacağı duraksamaya yer bırakmayacak şekilde açıklanmış dosya kapsamından tüm paydaşları bağlayan fiili taksim olgusunun varlığının ispat edildiği söylenemeyeceğinden eldeki davaya paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi davası olarak bakılması davacının taşınmazda kullanabileceği bir yer olup olmadığının araştırılarak intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle bozulmus, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında uyuşmazlığın niteliği açıklandıktan sonra paylı mülkiyet üzere olan çekişmeli taşınmaz bakımından paydaşları bağlayan fiili taksim olgusunun varlığının ispat edilemediğine değinilmek suretiyle davacının intifadan men edilip edilmediği hususunun açıklığa kavuşturularak sonucuna göre karar verilmesi gereğine işaret olunmuştur. Dinlenen tanıklar davacının taşınmazdan yararlanmasına engel olunduğunu bildirmişler.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında da paydaşlar arasında fiili kullanım biçiminin oluşmadığı benimsenmiş olup bozmaya uyulmakla ilgilisi lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde, mahkemece taraflar arasında tüm paydaşları bağlayan fiili kullanım biçimi varmışcasına, davacının payının başka bir bölümde olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
    Hal böyle olunca; davacının payı oranında davacının taşınmazda kullandığı yada kullanabileceği bir bölüm olmadığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 20.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara