Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6681 Esas 2011/7216 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/6681
Karar No: 2011/7216

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/6681 Esas 2011/7216 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/6681 E.  ,  2011/7216 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÖRTYOL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/02/2011
    NUMARASI : 2010/1332-2011/161

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, dava konusu 159 ada 4 parsel sayılı taşınmazın 114 m² lik bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürerek, tapu iptali isteminde bulunmuştur.
    Davalı R. dışındaki davalılar davayı kabul ettiklerini beyan etmişlerdir.
    Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “..... kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davaların açıldığı tarihe kadar öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğine göre eldeki davanında  anılan Yasa hükmü gereğince reddine karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.Ne varki, her dava açıldığı tarihteki koşullara tabidir. Mahkemece yapılan uygulama neticesinde, dava tarihi itibariyle davacı hazinenin davasında haklı olduğu ortaya çıktığına göre, karardan sonra yürürlüğe giren yasa hükmü gereğince davasında haksız duruma düşen kimsenin yargılama giderinden ve 29.5.1957 tarih 4/16 Sayılı İçtihadi Birleştirme Kararı gereğince bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden sorumlu tutulamayacağı aksine harçla birlikte diğer tarafın sorumlu olacağı tartışmasızdır.O halde, Mahkemece karar verildikten sonra yürürlüğe giren 5841 Sayılı Yasa hükmündeki düzenlemeler gözetilmek suretiyle bir karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır” gerekçesiyle bozulmuş olup, Mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine  karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik  Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Mahkemece; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem ifa edilerek 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükmü gereğince hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş olması karar tarihi itibariyle doğru ise de anılan Yasanın Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih, 2009/31 Esas, 2011/77 Esas sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal hükmünün Resmi Gazetede yayımlanmasına kadar da aynı tarih ve esas numaralı ve 2011/27 sayılı kararla eldeki davalara uygulanmak üzere yürütmenin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, anılan yasanın Anayasa Mahkemesince iptali ve yürütmeyi durdurma kararı uyarınca doğru olduğu söylenemez.
    Diğer taraftan, davanın kabulü halinde 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve eldeki davalara da uygulanması gereken 3402 sayılı Yasanın 36. maddesi ve bazı ilave düzenlemeler getiren 6099 sayılı Yasa hükümleri uyarınca yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağının gözetilmesi gerekeceği de kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; işin esasıyla ilgili olarak uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Davacı Hazinenin, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 20.06.2011  tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.

     

     

     

     

     

     

     


     

    Hemen Ara