Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, davalı M... D..."na ait 3655 parsel sayılı taşınmazı dönemin Tapu Sicil Müdürü tarafından yolsuz olarak satış gösterilmek suretiyle davalı S... Adına tescil edildiğini, yevmiye numarasının hayali yazıldığını, yasal harçların ödenmediğini, davalı S..."in aynı taşınmazı diğer davalı E..."a temlik ettiğini, tarafların iyiniyetli olmadıklarını, sicilin tutulmasından Hazinenin de sorumlu olduğunu ileri sürerek tapu iptali ile taşınmazın gerçek maliki davalı M... adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.  Mahkemece, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi  raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.   Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmitir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3655 parsel sayılı taşınmazın 23.6.2000 tarihinde davalı S..."e, ondan da 17.5.2006 da diğer davalı E..."a satış suretiyle devredilmiş olduğu, ilk temlike ilişkin akit tablosu ve diğer resmi belgelerin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı Hazine, ilk temlikin dönemin Tapu Sicil Müdürünün yolsuz işlemleri sonucu gerçekleştirildiğini, sicilin tutulmasından Hazinenin de sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, ilk kayıt maliki M..."da davada taraf olarak yer almaktadır
Her nekadar, tapu iptal ve tescil isteme hakkı kayıt maliki veya onun mirasçılarına ait ise de; Hazinenin, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesi gereğince tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan sorumlu olup, eldeki davayı açmakta hukuki yararının da bulunduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; taraflarca bildirilen ve bildirecekleri delillerin toplanması, Ereğli Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/174 Esas sayılı dava dosyası ile birlikte değerlendirilmesi, varılacak sonuç çerçevesinde davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.