Esas No: 2014/3895
Karar No: 2016/7489
Karar Tarihi: 10.10.2016
Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/3895 Esas 2016/7489 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Güveni kötüye kullanma
HÜKÜM : TCK’nın 155/1, 62/1, 52/2, 50/1-a, 52/2-4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, katılan adına kendi işyerine gelen malzemelerin tamamını kargo şirketinden teslim aldığı halde katılana eksik malzeme teslim edip kalanını kendi menfaatine kullanmak suretiyle atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda;
Sanığın aşamalarda, gelen malların katılana eksiksiz teslim edildiğini ayrıca kargodan söz konusu malzemeleri kendisinin teslim almadığını savunması, ilgili kargo şirketince düzenlenen irsaliyenin “teslim alan” bölümünde yer alan imzanın sadece katılana ait olup olmadığı yönünde inceleme yapıldığı anlaşılmakla, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi için; sanığın, yazı ve imza örneklerinin usulüne uygun olarak alınıp, mukayeseye elverişli belge asıllarıyla birlikte kriminale gönderilerek, söz konusu taşıma irsaliyesinde bulunan “teslim alan” bölümündeki imzanın sanığa ait olup olmadığının kesin olarak belirlenmesi, kargo şirketinden katılan adına gelen ve sanık tarafından teslim alındığı iddia edilen malların katılana tutanak ile teslim edilip edilmediğinin araştırılarak yine soruşturma aşamasında olayla ilgili olarak bilgisine başvurulan ..."nin tanık olarak dinlenmesinden sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmeyerek eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 10.10.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.