Esas No: 2016/3286
Karar No: 2016/7481
Karar Tarihi: 10.10.2016
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/3286 Esas 2016/7481 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 20/01/2016 tarihli ve 2015/4407 soruşturma, 2016/245 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik müştekiler vekili tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hakimliğinin 10/02/2016 tarihli ve 2016/630 değişik iş sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 19.06.2016 gün ve 94660652-105-01-4287-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/07/2016 gün ve 2016/271808 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, dosya kapsamına göre, şüpheli ..."in müşteki ..."in kardeşi, müşteki..."in ise yeğeni olduğu, şüpheli ..."ın köylüsü ... isimli şahsa borcundan dolayı 1.200.000 TL bedelli senet verdiği, şüphel..."un, şüphel..."ın kendi üzerindeki malvarlığını muvaazalı olarak kardeşi ve amcasına devrettiğinden bahisle şüpheli ... ile müştekiler... ve ..."e karşı .. Asliye 3. Hukuk Mahkemesi"nde tasarrufun iptali davası açtığı ve bu dava kapsamında taşınmazlara tedbir konulduğu, müştekiler tarafından şüpheliler arasında gerçekte bir alacak verecek ilişkisi olmadığı halde gerçeğe aykırı olarak senet tanzim edilip bu senette belirtilen alacağın tahsili için taşınmazlarına tedbir konulduğu ve bütün bu işlemlerin dolandırıcılık ve haksız menfaat temin etmek amacıyla yapıldığı iddiası ile şikayette bulunmaları üzerine, müştekilerin şüpheli ..."un diğer şüpheliye 1.200.000 TL bedelli senet verecek şekilde ticari ilişkilerinin olmadığını iddia etmeleri, şüpheli.."un, aralarında yapmış olduğu gübre alışverişi nedeniyle şüphelinin kendisine borçlandığını ve gübreyi köylüsü olan tanık ....."dan aldığını belirtmesine rağmen tanık .."nin şüpheli.."a sadece 50 ton gübre verdiğini ve bunun miktarınında 60,000 lira olduğunu başkaca bir alışverişlerinin olmadığını beyan etmesi, şüpheliler arasında yüksek miktardaki ticari alışveriş olmasına rağmen, alım-satım hususunda alışverişlerini belgeleyecek birbirlerinden belge, fatura almamaları karşısında, şüphelilerin müştekilere karşı başlatmış olduğu icra takip dosyaları ile hukuk dosyalarının dosya arasına alınarak incelenmesi, şüphelilerin 2009 yılından itibaren sosyal ve mali durumlarının ayrıntılı araştırılması, toplanacak deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerekirken, eksik soruşturma sonucunda kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabul edilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden ...Sulh Ceza Hâkimliğinin 10.02.2016 tarih ve 2016/630 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 10.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.